Yeni Kadın 14. Kongre iradesinin belirlediği “MİLİTARİZM VE TOPLUMSAL CİNSİYET” konulu siyasal perspektifimizi; iki yıllık çalışma sürecimizde, araştırmalarımız, eğitim kampları, paneller, seminerler, tartışma toplantıları ve bunları besleyecek sokak eylemleri olarak, çeşitli yöntemlerle ele alıp birlikte bilince çıkartmaya, kavrayıp kavratmaya çalışma kararını Kongremizde almıştık.
Yeni Kadın 14. Dönem MYK sı olarak gerçekleştirdiğimiz 1. Toplantıda aldığımız karar doğrultusunda, perspektifimizi kavrayıp kavratma çalışmalarımıza, bu çalışmaya iki yıl boyunca önderlik edecek olan MYK ve ÜKK bileşenlerimizle yaptığımız hafta sonu eğitim kampı ile start verdik. Kampımız 10 – 11 Haziran’da Friedrichshafen’de gerçekleştirildi.
1,5 saat gecikme ile başlayan kampa, MYK bileşenlerinin dışında Avusturya, Almanya ÜKK ları ve İsviçre Zürih komitesi olarak toplam 15 arkadaşımız katılırken bir de YDK temsilcisi arkadaşımız katıldı.
Selamlama ve iki günlük çalışmanın gidişatı ile ilgili yapılan açıklamadan sonra, Perspektifin kongrede gelen eleştiri ve önerilerle verildiği son hali üzerinden yapılan sunumun ardından tartışma bölümüne geçildi. Katılımcıların önemli bir bölümünün düşünce belirttiği ve canlı bir tartışmanın yürütüldüğü bu bölümde sunulan düşünce ve öneriler, perspektifin zihinlerde daha iyi oturmasında önemli bir rol oynadı.
Tartışmalarda militarizmin sadece savaş, asker, ordu anlamına gelmediğinin altı çizilerek, toplumsal yaşama etkilerini, hayatlarımızı nasıl etkilediğini, yaşamlarımızı nasıl şekillendirdiğini özellikle de kadınların nasıl yaşamlarının merkezinde olduğunu ve kadınlar üzerinden sorgulamayan, biat eden, boyun eğen bir toplumun yaratılmasında militarizmin nasıl bir rol oynadığı verilen örneklemelerle daha açığa çıktı.
Akabinde bu konuya ilişkin altlarda yürüteceğimiz siyasal çalışmaları nasıl ele alacağımızı, hangi konulara ağırlık verilmesi gerektiğini, konuyu siyasal çalışmaların yanı sıra kültürel çalışmalarala da nasıl zenginleştirebileceğimizi, sokak ayağını nasıl örebileceğimizi yine ortak tartışmalar eşliğinde ortak kararlarımızla belirledik.
Akşam yemeğinden sonraki gündemimiz ise; 7 – 8 Temmuz’da Hamburg’ta gerçekleşecek olan G20- zirve toplantısını protesto eylemlerine hazırlık idi. Gerek YDG kongresinde gerekse de kendi kongremizde G20 eylemlerine merkezi katılma kararı alınmıştı. Birçok yerli ve göçmen örgütün katıldığı hazırlık toplantılarına katılan arkadaşlardan, hazırlıklara ilişkin kamp tarihine kadar bir bilgi alamadığımız için çalışmaların gidişatı noktasında tartışamasak ta ana sloganımız, dövizlerimizi ve görsel hazırlıklarımızı nasıl hazırlayabileceğimizi yine ortak tartışma ve kararlar doğrultusunda netleştirdik.
İlk günün son gündemini workshop çalışması olarak belirlemiştik. Ancak çalışmaya gecikmeli başlamış olmamız, tartışmaların düşündüğümüzden daha uzun sürmüş olması vb. nedenlerden kaynaklı workshop çalışmalarını zaman darlığından dolayı hayata geçiremedik. Bu ciddi bir eksiklikti şüphesiz. Bundan sonraki benzeri etkinliklerde zamanı doğru kullanma noktasında daha özenli olmalıyız.
Birinci günün gündemlerini bitirdikten sonra göl kenarında yaptığımız üç saatlik gezi, bütün kadın arkadaşlara hoş, neşeli bir zaman dilimi geçirme fırsatı verdi.
- gün kahvaltıdan sonra gündemimizin “Tek Tek Sorunlar” bölümü, içinden geçtiğimiz sürecin dayattığı pratik çalışmalara yönelikti.
İlk gündemimiz, Türkiye’de KHK maduru emekçilerin durumu ve bu durumu, yine KHK maduru olarak 215 gündür direniş sergileyerek kamuoyuna taşımaya çalışan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça ile dayanışma tartışmaları idi.
OHAL KHK’larıyla ihraç edildikleri mesleklerine geri dönebilme talebiyle, Ankara Yüksel caddesinde her gün gerçekleştirdikleri oturma eylemini, 120.gün itibariyla açlık grevine dönüştürdüler. Türkiye’nin her tarafından dayanışma eylemleri yükselmeye başlayınca, durumun Gezi Direnişi’ne dönebileceği korkusunu taşıyan R.T.Erdoğan ve AKP’nin verdikleri talimatlar ile, Açlık Grevi’nin 76. Gününün gecesi direnişçiler kaldıkları evde darp edilerek tutuklandılar. Onlar direnişlerini tutuklu bulundukları hapishanelerde sürdürüyorlar ve bugün artık 90 lı günlerdeler.. Devlet talepleri ciddiye almamakta ısrarlı. Oysa Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın sağlık durumları giderek ciddi boyutlara ulaşmış durumda. Şiddetli kas doku yıkımından kaynaklı kas kontrolünün kaybedilmesi, yüksek riskli ve ilerleyici kilo kaybı, böbrek fonksiyonlarında belirgin bozulma, kalp ritminde düzensizlik, kas ve kemik ağrıları şiddetlenmiş durumda ve Nuriye artık otururken bile ayaklarının üzerine basamaz halde…
İnsanların yıllarca süren emek ve birikimlerinin OHAL KHK’larıyla bir gecede çöpe atılarak binlerce insanın madur duruma düşürülmesini protesto etmek ve Nuriye Gülmen – Semih Özakça’nın taleplerinin yerine getirilmesi için Avrupa’da sesleri olmak amacıyla, yürütülen tartışmalar doğrultusunda 14.06.2017 Çarşamba günü tüm faaliyet alanlarımızda alanlara çıkarak, başta konsolosluk önlerinde olmak kaydıyla basın açıklaması yapmak, sonrasında ise her alanın kendi gerçekliği doğrultusunda eylemlerin sürekliliğini sağlamaya çalışarak Hem KHKları protesto etme, hem de Nuriye ve Semih’in sesi olma kararını aldık. Alınan karar doğrultusunda bütün çalışma alanlarımızda başlatılacak olan eylemlerin startı böylece Çarşamba günü ortak bir şekilde verilmiş olacak.
İkinci gündemimiz ise; Rhein Metal’in Türkiye’de açmak istediği Tank fabrikasına ilişkin gelişmelerin aktarımı ve bu doğrultuda neler yapabileceğimiz idi.
Öncelikle Rhein Metal’in bu doğrultuda yürüttüğü çalışmalar ve geldiği boyut, bugün neden bekleme aşamasına girdiği ve önümüzdeki süreçte nasıl bir ilerleme gösterebileceği, bugün Alman devleti ile Türk Devleti arasındaki ilişkiler vb. doğrultusunda kısa bir bilgilendirme sonrası, 22.05.2017’de bu gündeme ilişkin Almanya’da oluşturulan eylem birliği platformu hakkında bilgilendirme yapıldı. Bu bölümde bu platform içersinde Yeni Kadın olarak yer alışımızı hangi politikalar eşliğinde sürdüreceğimizi netleştirmeye çalıştık.
Son olarak ta eleştiri – özeleştiri bölümünde ise tek tek tüm katılımcılar hem iki günün değerlendirmesini yaparken ayrıca eksikliklerimiz, çalışma yöntemlerimizdeki hata ve zaaflarımıza vurgu yaparak eleştiri ve özeleştiri metodunu işletmeye çalıştık.
Değerlendirmede tüm katılımcılar, verimli bir çalışma yürütüldüğü, özellikle de militarizm konusundaki eksik taşların bu çalışmayla daha güçlü bir şekilde hafızalara oturduğu, önümüzdeki sürecin faaliyetlerinin ortak örülmesinin hepimizi geliştiridiği ve sahiplenmeyi büyüttüğü, MYK nın ÜKK ları ile bu türden çalışmaları daha sıklıkla ele almasının önemine vurgu yapıldı. Birdahaki çalışmalarımızda buluşmak üzere vedalaşıldı.
JİN JİYAN AZADİ!
Yaşasın Kadın Mücadelemiz!
Kaynak: Avrupa