Home >> Haberler >> Avrupa >> Türk Devleti’nin Efrin’de ki Soykırımına Karşı Sessiz Kalmak İnsanlık Suçudur

Türk Devleti’nin Efrin’de ki Soykırımına Karşı Sessiz Kalmak İnsanlık Suçudur

HaberMerkezi|16.03.2018|Konfederasyonumuz ATİK`inde bileşeni olduğu Efrin`i Sahiplenme Platformu tarafından 19-23 Mart tarihleri arasında bir takım eylem planları yayınlandı. Planlanan eylemler için yapılan açıklamayı haber değeri taşıdığı için aynen yayınlıyoruz.

Türk Devleti’nin Efrin’de ki Soykırımına Karşı Sessiz Kalmak İnsanlık Suçudur

Biliniyor ki, 56 gündür işgalci Türk ordusu ve yandnaşları Daiş, El Nusra ve El Kaide tüm kuvvetleriyle Afrin‘e saldırmaya devam ediyor. Halkımız, çocuklarımız, gençlerimiz hunharca katlediliyor, şehirlerimiz, köy ve kasabalarımız yakılıp yıkılıyor. Bu yıkıma, katliam ve soykırıma karşı ise Efrin halkı büyük bir kahramanlıkla direniyor. Avrupa’da da başta Afrin’e Sahiplenme Platformu ile Ulusal Tutum platformu olmak üzere Kürt halkı ve dostları Efrin ile dayanışma maksadıyla büyük bir eylemlilikle direnme iradesini her gün biraz daha keskinleştiriyorlar. Şimdiye kadar gerçekleştirilen eylem ve etkinlikler büyük bir dayanışma örneğini göstermiştir. Fakat bu yeterli değildir. Türk ordusu ve cihatçı çetelerin Efrin`deki  jenosidini durdurmak için Efrin’e daha fazla destek sunmaya ve sahip çıkmaya ihtiyaç vardır.

Bizler, Türk devletinin Efrin nezdinde Kürdistan halklarına karşı gerçekleştirdiği jenositte karşı sessiz kalmamanın insani, ahlaki bir sorumluluk ve görev olduğunu biliyoruz. Erdoğan diktatörlüğüne karşı tüm dünyada direnişi yükselterek Efrin’i sahiplenmeye devam edeceğiz. Avrupa’da yaşayan Kürdistanlı, Türkiyeli, Asuri-Süryani, Ermeni, Ezidi, Alevi, Hristiyan, Müslümanlar, Avrupalı ilerici ve demokratlar olarak günlerdir direnişteyiz ve direnmeye devem edeceğiz.

Türk devletinin bu işgal girişimi ve katliamlarının halkların iradesine bir saldırı olduğu gibi uluslararası hukuk açısından da insanlığa karşı bir suçtur. Türk devleti sistematik olarak savaş sucu islemektedir. BM normlarına göre de bir soykırımdır. Suriye’nin hava sahasının kontrolü Rus’yanın denetiminde olduğu bilinmektedir. Rusya’nın hava sahasını Türk devletine açması Efrin’de ki sivil katliamlarda Türkiye kadar Rus hükûmetini de katliama ortaktır.

BM Güvenlik Konseyinin Suriye’de 1 aylık ateşkes kararına rağmen Türkiye’nin bu karara uymadan sivil katliamlarını sürdürmesi, başta BM olmak üzere üye ülkelerinin sessizliği, yaptırım uygulamamaları BM’nin varlığı ve güvenliğini tartışmalı hale getirmektedir. Sadece bu da değil BM’nin ve üye ülkelerinin ikiyüzlülüğünü de açığa çıkartmıştır.

BM, Avrupa birliği, Avrupa Konseyi, ABD, Rusya, Almanya, İngiltere, Fransa ve diğer Avrupa ülkeleri başta olmak üzere bölgesel ve küresel devletlerin sessizlikleri, suskunlukları Türk devletinin bu soykırıma olanak sunmaktadır. Dünyanın gözleri önünde halkların ve insanlığın ortak tarihi mirası yok edilmektedir. Hepimiz bilmekteyiz ki Türk devletinin Efrin’i işgal saldırısı barbar DAİŞ’i güçlendiriyor ve DAİŞ’e yeni alanlar açıyor. Bu sessizlik  ve seyirci kalma hali katliamcı Türk devletinin Kürt karşıtı siyasetini Avrupa ülkelerine taşırmasına da zemin sunmaktadır.

TÜM DÜNYA`YA VE ULUSLARARASI KURUMLARA ÇAĞRIMIZDIR!

AP, Avrupa konseyi, NATO, BM ve uluslararası kurumların bu sessizliğini kırmak ve Afrin’de ki katliama karşı yaptırım kararı almasını sağlamak amacıyla, Avrupa Efrin’i Sahiplenme Platformundaki 94 kurum -örgüt ve vicdan sahibi aydın, akademisyen, siyasetçi, sporcu, STÖ temsilcileri 19-23 Mart arasında Brüksel’de, Cenevre`de, Londra`da, Berlin`de, Olso`da, Kopenhagen`da, Helsinki`de, Stockholm`de  eylem yapıyoruz. Tüm Avrupalı, Kürdistanlı, Türkiyeli aydın, sendikacı, akademisyen, siyasetçi vicdan sahibi herkesi eylemimize katılmaya çağırıyoruz.

Ayrıca 19 Mart 2018 tarihinde Birleşmiş Milletler binasının önünde Türkiye’de seçilmiş milletvekili ve belediye başkanları ile birlikte birçok aydının katılacağı süresiz ve dönüşümsüz AÇLIK GREVİ eylemi gerçekleştirilecektir. Halkımız ve dostlarımız yapılacak tüm eylemlerle birlikte yapılacak AÇLIK GREVİ eylemine de tüm güçleriyle  desteklemeye, katılmaya ve güç vermeye çağırıyoruz

Biz dört parçadan Kürdistanlılar, Türkiyeli demokratlar, insan hakları savunucuları, Alevi, Ezidi, Asuri-Süryani, Hristiyan, Müslüman, Ermeni Avrupalı ilerici ve barış savunucu güçler olarak tüm dünyaya çağrımızdır.

1. BM (Birleşmiş Milletler) acilen toplanmalı Suriye`deki ateşkes kararına Türkiye’nin uyması için yaptırım kararları almalı ve elindeki mekanizmaları harekete geçirmelidir.

2. Türk devletinin bu işgali uluslararası kanun ve normlara göre suç teşkil ediyor. Bundan ötürü Türkiye devletine derhal diplomatik, ekonomik ve askeri ambargo uygulanmalıdır.

3. Yeni işgal girişimlerinin olmaması, jenosittin durdurulması, bölgenin istikrarı ve güvenliğini sağlamak için Kuzey Suriye sınırı boyunca uçuşa yasak bölge olarak ilan edilmelidir.

4. Başta çocuklar, yaslılar, kadınlar ve hasta insanların ölümlerini engellemek için, tüm uluslararası kurumlar, acilen Efrin halkının temel ihtiyaçlarının karşılanması için insani ve sağlık yardımlarını yetiştirmelidir.

5. Efrin Suriye’nin son 7 yıllık savaş sürecinin en istikrarlı, en demokratik bölgesidir. Türkiye’nin işgal saldırılarında başta çocuk ve kadınlar olmak üzere gerçekleşen sivil katliamlardan ötürü uluslararası mahkemelerde yargılanmalıdır. Tüm demokratik kamuoyunu, AB, BM ve tüm uluslararası kurumları sorumluluğa ve göreve davet ediyoruz.


Kaynak: Avrupa