Faşist TC’nin dönemsel temsilcisi AKP iktidarı, yeni bir KHK düzenlemesiyle “AKP Tipli Taşeron İşçilik” ve “TEK TİP KIYAFET” uygulamasını ‘‘resmileştirdi’’. Bir kararnamede iki ayrı düzenlemeyle tepkileri törpüleme taktiği güdülse de, bilinmelidir ki; bu düzenleme ve arkasından gelecek provakatif uygulama, faşist iktidarın ve sözde saraylar efendisinin kursağında kalacak çok büyük bir lokmadır.
Faşist diktatörlüğün bünyesinde artık daha fazla görülen ‘iktidar zehirlenmesi’nin en bariz semptomlarına da örnek olan bu yeni düzenleme; en zirvedeki düşüşünde bir dönüm noktası da olabilir! Zira bilinmektedir ki tarih; her zaman talan eden ve talan edilenler, ezen ve ezilenler, sömüren ve sömürülenler, yöneten ve yönetilenler, baskılayan ve baskılanan arasındaki keskin sınıf mücadelesi savaşımlarının tarihidir. Tarih hep bu mücadelelere tanıktır, tanık olacaktır. İnsanlık ve toplumsal mücadeleler tarihi, devrimci, komünist politik tutsakların iradesi karşısında faşizmin iradesiz ve çaresiz kaldığına dair tüm dünyadan binlerce örnek mevcuttur. Çünkü sadece ve sadece toplumsal gerçekler devrimcidir. Bunun içindir ki; geçmiş tarihlerde devrimciler tam da en zor koşullarda içerde ve dışarda hücreleri parçalama cüretine ve kudrete sahip olabilmişlerdir.
Bu yalın gerçek, bir kez daha kanıtlanmak zorundaysa eğer; dün olduğu gibi, bugün ve yarın da bir kez daha topyekûn direnişle yeniden teyit edilecektir. Bu gerçekten olsa olsa ancak egemenler, işkenceciler ve iflah olmaz faşistler kuşku duyabilir. Ki onların da bundan kuşku duyması aslında iyidir. Çünkü, gerçeklerin tokadı onların yüzüne biraz da bu yanılgıları sayesinde daha sert inebilecektir.
İşkenceli sorgulama esnasında, işkenceciler devrimci irade karşısında nasıl ki bir çok defa yenilgi tatmak zorunda kalıyorlarsa, bu “Kanun Hükmünde Kararname” den medet umacası yaratanlar da yurtsever, devrimci, komünist direniş iradesi ve onların “Kurtuluş Hükmündeki Kararname”si karşısında yeni bir yenilgi daha tatmaktan kaçamayacaklardır. Zindanlardaki devrimci tutsaklar ve dışardaki devrimci örgütlenmeler bu kararnameyi yok hükmünde sayacaklarını, toplumu ve politik tutsakları tek tipleştirmeye geçit vermeyeceklerini defalarca kez zaten çoktan açıkladılar.
Türkiye dışındaki yurtsever, demokrat, devrimci, sosyalist ve komünist mücadele aktivistlerine düşen görev; bu iktidarı uluslararası düzlemde daha fazla yalnızlaştırmak ve faşist politikaları ve uygulamaları dünya kamuoyu nezdinde daha yaygın teşhir etmektir. Emperyalist güçler, onlarla yakın ticari, siyasi ve askeri ilişkide olan egemen devletler ve burjuva hükümetler çıkarlarına göre oportünist tavırlar takınsalar da, görülmektedir ki; dünya halklarının, ezilenlerin, sömürülen emekçilerin ve demokratik kamuoyunun desteği bizden yanadır.
Türkiye’deki faşist devlet aklı, iktidar ve hükümet kurumları, bunların faşizan politik anlayışları giderek daha fazla yalnızlaşma ve uluslararası kamuoyu nezdinde daha çok teşhir olmaktadırlar. Bu KHK onları daha fazla yalnızlaştıracaktır. Üstelik bu kararname, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin de açıktan ihlalidir. Dolayısıyla bu kararname üzerinden faşizmin ve uygulamalarının teşhir edilmesi çalışması Dünya ve Avrupa halkları içinde ve kamuoyunda daha fazla karşılık bulacaktır.
ATİK olarak; emperyalizme, faşizme, şovenizme ve her türden gericiliğe karşı, haklı, meşru, demokratik ve devrimci direniş iradesi gösterenlerin saflarında olacağız! Faşist AKP iktidarına ve onların uluslararası işbirlikçilere inat; Tek Tip elbiseyi parçalayanların Avrupa’daki sesi olacağız!
Türkiye Hapishanelerinde Tek Tip Elbise Uygulamasına Hayır!
Politik Tutsaklara Özgürlük!
Faşizme Karşı Omuz Omuza!
Kaynak: Avrupa