Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin Amed’in Sur ilçesinde 28 Kasım günü katledilmesinin ardından tüm hapishanelerdeki TKP/ML dava tutsakları adına Hiyam Yolcu ve İsmail Yılmaz bir açıklama yaptı.
Bir TV kanalında “PKK, terör örgütü değildir” sözlerinin ardından hedefe konulan Tahir Elçi önce tutuklanmak istenmişti. Ardından ise geçtiğimiz hafta Amed-Sur’da bulunan Dört Ayaklı Minare’nin polis tarafından tahrip edilmesine dair yapılan basın açıklaması sonrası katledilen Tahir Elçi için yapılan açıklamada, Elçi’nin yaşamının Kürtlere devlet tarafından dayatılanın bir yansıması olduğu “Şırnak Cizre doğumlu her Kürdün yaşamı gibiydi onun yaşamı da. Bu yaşam yasaklanmış dil, yasaklanmış kültürle ve sınırlarla kodluydu. Baskı ve zulüm ayırt edici özellikti. İşkence tezgahları bu yaşamın ayrılmaz parçasıydı… Her Kürt gibiydi yaşamı; direniş ve mücadele ile örülü idi. Ölünce özgürleşen, sınırları ancak ölümle aşabilen direngen bir ulusun evladıydı o…”şeklinde belirtildi.
“Kürt ulusunun özgürleşme kavgasının bir neferi”
Açıklamada, Tahir Elçi’nin onuruna, kültürüne, ulusuna, mücadelesine sahip çıkan her Kürt gibi hedef gösterilerek katledildiğine vurgu yapılarak, “Tahir Elçi, demokrasi mücadelesinin, Kürt ulusunun özgürleşme kavgasının bir neferi olarak geçti tarihe” denildi.
Açıklama şu şekilde sonlanıyor: “Tahir Elçi’nin güpegündüz onlarca tanığın içinde katledilmesi mücadeleyi büyütme çağrısı olmuştur. Bu çağrıya uymak ve onu katledenlerden bizim ona ve tüm faili devlet olanlara sözümüzdür. Bu duygularla başta Tahir Elçi’nin ailesi olmak üzere bütün Kürt halkının ve onun katli ile yüreği yananların acısını paylaşıyor ve başsağlığı diliyoruz.”