MÜNiH- TKP/ML üyeleri ve yöneticileri olmak iddiasıyla yargılanan 10 ATiKli devrimcinin davalarının 10. duruşmasında bugün Seyit Ali Uğur siyasi savunmasını yaptı. Seyit Ali Uğur, Federal Başsavcılığın " Terörist" örgüte üye ve yönetici olmak iddialarına karşı çıkarak, Paris Komününden, Ekim Devrimine, Çin, Nikaragua,Vietnam, Küba, Arnavutluk, Yugoslavya, Bulgaristan devrimlerinde tarihsel olarak sınıf savaşlarında şiddete başvurulduğunu belirterek. Carl von Clausewitz` in "Savaş Politikanın silahlarla sürdürülmesidir" sözünü hatırlattı.
Burjuvazinin egemen, baskı ve sömürü politikalarına karşı, işçilerin ve ezilenlerin iktidar mücadelesinde zora başvurmaları “terörizm” olarak değerlendirilemez” dedi. “Zor, Zor ile altedilebilir. Anın mücadele biçimlerinin barışçı mı? yoksa şiddete dayalı mı olacağını koşullar ve ortaya çıkan durum belirler ve Komünist devrimciler, örgütlü mücadelelerinde buna uygun mücadele yürütürler” dedi.
“TKP / ML, Türkiye ve Türkiye Kürdistanında faşist devlet terörüne karşı halkımızın kurtuluşu için mücadele eden komünist devrimci bir örgüttür. Onu karalayarak ” Terörist” olarak göstermeye çalışarak, Ezilen Halklar ve Dünya proletaryası şahsında oluşturduğu güveni ve saygınlığı azaltamazsınız”. dedi.
Emperyalist burjuvazinin ve Faşist diktatörlüklerin, gerici devletlerin halka ve direnenlere karşı ” devletsel terör” uyguladıklarını söyleyerek, Dünyadan ve Orta doğudan, savaşlardan örnekler vererek ” kim terörist ” kim suçlu ” ? bakalım dedi. Marx, Engels, Lenin, Stalin ve Mao`dan sınıf mücadelesine dair kimi öğretilere atıfta bulunarak, biz devrimci komünistler işçi ve emekçilerin tarihsel olarak geleceği temsil ettiklerini biliyoruz. Demokratik Halk iktidarı, Sosyalizm ve Komünizm yolunda haklı ve meşru devrimci mücadelemize her koşulda devam etmek hem ahlaki hem vicdanı hemde tarihsel sorumluluğumuzdur. ” Kimseye başeğmedik, başeğmeyiz” diyerek, Münih yüksek eyalet mahkemesi yargıçlarına yönelik olarak şunları söyledi : Sizler ya hükümetinizin Türk Hükümetiyle olan kirli çıkar ilişkilerinin hukuksal planda uygulayıcısı olarak kendi hukukunuzu siyasalllaştıracaksınız, yada somut, bilimsel verilerle düşünüp hakkımızda iddia edilen hiç bir delil ve suçlamanın gerçekliği olmadığını görerek demokratik evrensel hukuk değerlerine bağlı kalarak kendi iradenizle karar vereceksiniz. Kararınız ne olursa olsun, Hapishanelerinizde uyguladığınız izalasyon ve tecrit politikalarınızda olduğu gibi, Komünist devrimciler boyun eğmezler, bunu böyle biliniz” dedi.
Seyit Ali Uğur, 05 Ağustos- Cuma günü devam edecek duruşmada, savunmasını sürdürecek. Yaz tatili dolayısıyla Mahkeme 05 .08.2016 duruşması sonrası 02 Eylül 2016 Cuma tarihine kadar duruşmalar ara verecek.
ATİK ve UPOTUDAK temsilcileri, yaz tatili sonrasında 02 Eylül tarihinde başlayacak duruşma günü Mahkeme önünde kitlesel bir Miting yaparak, Tutsakları sahiplenmeye devam edeceklerini, ve tutsaklar özgür oluncaya dek davanın takipçisi olacaklarını belirttiler.
02 Eylül 2016 Cuma günü yapılacak mitinge Türkiye`den HDP Milletvekili, Sendikacı, Akademisyen, Gazeteciler ile Almanyadan parlementer ile demokratik-devrimci kurumların temsilcilerinin katılarak mitingde dayanışma konuşmaları gerçekleştireceklerini duyurdular ve tüm demokratik kamuoyunu tutsak devrimcileri sahiplenmeye çağırdılar.
Source: atik-dayanisma