Mannheim |05.10.2018| Almanya Türkiyeli İşçiler Federasyonu’na (ATİF) bağlı ProMigra derneğinin her sene Eylül sonu ve Ekim başında örgütlediği geleneksel gezisi bu sene Hollanda ve Belçika ülkelerine gerçekleştirildi.
28 Eylül Cuma gecesi otobüsle yola çıktıktan sonra, Cumartesi sabahı gezinin ilk durağı olan Hollanda’nın Den Haag kentinde sabah bütün katılımcılarla bir kahvaltı yapıldı.
Den Haag (Lahey)
Gidilen yerlerin aynı zamanda gerçek anlamıyla tarihini, yaşama koşullarını, örf ve adetlerini öğrenebilme amaçlı rehber eşliğinde turlar yapıldığından, Den Haag’da da kahvaltının ardından rehberle buluşuldu. Den Haag’ın merkezinde bulunan ve Hollanda’nın 17. yüzyılda bağımsızlığını elde ettiğine vesile olduğu aktarılan Prins Willem yada diğer bir adıyla Sessiz Willhem’in anıtının önünde başlayan rehber turu Den Haag merkezinden geçerek devam etti. Hollanda’nın resmi başkenti Amsterdam olmasına rağmen Hollanda Krallığı hükümetinin, bakanlıklarının, parlamentosunun, Hollanda Yüksek Mahkemesi’nin ve Hollanda Devlet Konseyi’nin yanı sıra Uluslararası Adalet Divanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin bulunduğu yer; Den Haag’dır. Hollanda Kralı Willem-Alexander’ın oturduğu saray “Huis ten Bosch” ve çalışma yeri “Noordeinde Sarayı”da burada bulunmaktadır; ve yine Hollanda’ya yabancı ülkelerin gönderdikleri diplomatik misyonlar ve elçilikler de buradadır. Bu bağlamda Den Haag’da merkezden geçerek bir çok bakanlık ve resmî daire de ziyaret edildi. Den Haag’ın önemli simgelerinden biri olan barış sarayına ve barış sarayının önünde bulunan ve 2002’den beri sönmeden yanan barış ateşine de gidildi. Den Haag’daki son durak ise, Kuzey Denizi idi. Deniz kenarında geçirilen iki saatlik serbest zaman dilimin ardından otobüsle bir sonraki durak olan ve Hollanda’nın başkenti olan Amsterdam’a gidildi.
Amsterdam
Akşam yemeğinin ardından geziye katılanların bir kısmı Amsterdam’ı gezmek üzere dışarı çıkarken, bir kısım da otelde birlikte sohbet etmeyi tercih etti.
Gezinin ikinci gününde Amsterdam’da çiftlik peyniri ve takunyaların üretildiği köy ziyaret edildi. Geleneksel çiftlik peynirinin yapılışı ve takunyalarının da üretimi katılımcıların büyük ilgisini çekti. Gelinen zamanda takunya üretiminin getirisinin fazla yüksek olmadığından dolayı, Hollanda’da toplam üç takunya üreticisinin kaldığı da belirtildi. Köyün çıkışında bulunan bir yel değirmenine gidilerek, Hollanda’da yel değirmenlerinin neden bu kadar anlamlı olduğu rehber tarafından aktarıldı.
Rehberin verdiği bilgilere göre, Hollanda topraklarının %20’si denizin doldurulması ya da bataklıkların kurutulması yoluyla elde edildiğinden de ülke topraklarının dörtte biri deniz seviyesinin altındadır. Denizden kazanılan toprakların su baskınlarından korunması ise ülke genelinde inşa edilen binlerce yel değirmeni ile gerçekleşmektedir.
Amsterdam merkezinin turu ise St. Nikolas kilisesinin önünden başladı. Amsterdam kentini ilginç kılan olgulardan bir tanesi, tamamen kazıklar üzerine inşa edilmiş olup, kentte 1281 köprü bulunmasıdır.
Amsterdam merkezinde yapılan rehber turunun ardından, kanallarıyla ünlü olan Amsterdam ayrıca bir de tekne turu ile keşfedildi. Otelde yenilen akşam yemeğinin ardından bütün katılımcılarla birlikte iki günlük bir değerlendirme toplantısı yapıldı. Aynı zamanda diğer iki günün sohbeti planı yapıldı. Toplantının ardından geziye katılanların bir kısmı ikinci günün akşamını otelde geçirmeyi tercih ederken, bir kısım ise Amsterdam’ı gece de görmek istedi.
Rotterdam
Üçüncü günün sabahında gezinin üçüncü durağı olan Rotterdam şehrine gidildi. Uzun yıllar dünyanın en büyük limanını barındırma ünvanını taşıyan Rotterdam kenti gelinen aşamada bu ünvanı Çin’e kaptırmış olsa da daha halen Avrupa’nın en büyük limanına sahip. Liman turunun ardından, mimarisi Piet Blom tarafından 1984 yılında yapımı tamamlanan ve 51 haneden oluşan küp evler ziyaret edildi.
Antwerpen
Gezinin dördüncü durağı olan ve Belçika’da bulunan Antwerpen şehrine gitmek üzere yola çıkıldı. Otobüste, ilk günlerin yoğunluğu ve katılımcıların yorgunluğundan dolayı yapılamayan resmi selamlama yapıldı. Pro Migra Dernek Yönetim Kurulu adına yapılan kısa konuşmanın ardından, Yeni Demokratik Gençlik Mannheim komitesi adına da YDG’yi anlatan ve bilakis 10 Kasım’da Frankfurt’ta yapılacak festivalin çağrısı yapan bir konuşma yapıldı. Yeni Kadın Mannheim Komitesi adına yapılan konuşmada da kadınların örgütlenmesi gerektiği olgusu ve kadın dayanışmasının önemine değinildi. Ayrıca; Hollanda’nın ve Belçika’nın tarihini anlatan ve özellikle Alman faşizmine karşı direnişin iki ülkede de nasıl örüldüğü aktarıldı.
Gezinin dördüncü durağı olan Antwerpen’de, tamamen serbest zamandan oluşan süreç gezi katılımcılarının bir kısmını yemek yiyerek değerlendirirken bir kısmı alışveriş yapmayı tercih etti.
Brugge
Akşam üstü ise, gezinin beşinci durağı olan Brugge kenti için yola çıkıldı. Otele yakın bir yerde bulunan ve vintage tarzıyla katılımcıların beğenisini kazanan restoranda akşam yemeğini yedikten sonra gezinin son akşamında da bir arada, güzel sohbetler geliştirildi.
Gezinin son günü rehber eşliğinde Brugge şehri gezildi. Denizin çekilmesiyle 800 yılında oluşan Brugge gelinen aşamada önemli bir turistik kent haline gelmiş bulunmakta. Turizmin yanı sıra geçimini yabancı sermayenin yatırımları ile ve bulunduğu eyaletin başkenti olmakla sağlamakta. Tarihi havasını korumayı başarmış Brugge, katılımcıların ilgi odağı olmuştur. Yapılan iki buçuk saatlik rehber gezisinin ardından serbest zamanını alıveriş veya yemek yiyerek geçiren katılımcılar Brugge kentini çok beğendiklerini belirttiler.
Brugge’den Mannheim’a dönerken yapılan değerlendirmeler kapsamında geziyi katılımcıların hepsinin, ufak çaplı eleştiriler olsa da oldukça olumlu karşıladıklarını aktardılar.