Home >> Haberler >> Avrupa >> Politik Tutsaklarla Dayanışma Sempozyumu Sonuç Bildirgesi

Politik Tutsaklarla Dayanışma Sempozyumu Sonuç Bildirgesi

Dünyanın birçok ülkesinde düşüncelerinden dolayı yıllarca hapsedilen on binlerce tutsak söz konusudur. Özellikle ulusal ve sınıfsal mücadelenin yaygın olduğu ülkelerde, hapsedilen özgürlük direnişçilerine yönelik her türlü işkence, kötü muamele, insan hak ihlalleri ve infazlar yoğun bir şekilde sürmektedir. Hapishanelerdeki kötü koşullardan dolayı binlerce tutsak hasta olmalarına rağmen tahliye edilmemekte ve tedavileri engellenerek ölüme gönderilmektedirler. Kürdistan özgürlük mücadelesi lideri Abdullah Öcalan şahsında uygulanan ağır tecrit koşulları gibi birçok uygulama söz konusudur.

Yaşanan hak ihlallerine dikkat çekmek, hapishanelerdeki tutsakların sesini kamuoyuna duyurmak amacıyla Tutsakların Sesi Platformu (TSP), Uluslararası Politik Tutsaklarla Dayanışma Komitesi (UPOTUDAK) ve Kürt Halk Meclisi olarak Londra’nın SOAS Üniversitesinde düzenlediğimiz sempozyuma; Peru, Sri Lanka, Tamil, İran Kolombiya, İngiltere, Almanya, Türkiye ve Kürdistan’dan temsilciler katılarak sunumlarda bulundular.

Sempozyumun düzenlendiği 18 Mayıs günü tarihi; Diyarbakır hapishanesinde 18 Mayıs 1973 yılında işkenceyle katledilen İbrahim Kaypakkaya, 18 Mayıs 1977’de katledilen Hakki Karer ve 12 Eylül darbesine karşı Diyarbakır hapishanesinde direnişin sembolü olan Dörtler’in ölümsüzlük günü olması ayrı bir öneme sahipti. Sempozyumu düzenlediğimiz günlerde Türkiye’de Kobane davası olarak bilinen ve HDP’nin önceki Eş Başkanları Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş başta olmak üzere onlarca siyasetçiye yüksek hapis cezalarının verildiği döneme denk gelmiştir.

Sempozyum katılımcıları 18 Mayıs’ta ölümsüzleşen Kaypakkaya, Karer ve Dörtler şahsında tüm dünyadaki devrim şehitlerin anar ve mücadelelerine bağlılıklarını dile getirir. Kobane davasında onlarca yıl ceza verilen Yüksekdağ ve Demirtaş şahsında tüm politik tutsakları selamlar ve onlarla dayanışma içinde olduğunu belirtir.

Sempozyuma katılan temsilciler ülkelerindeki gelişmelerine ilişkin yaptıkları sunumlarda, tüm dünyada politik tutsakların yaşadıklarının ortak olduğu bir kez daha görülmüştür. Peru’da halkın seçtiği başbakanın tutuklanıp yıllara varan hapis cezasına çaptırılması, hapishanede hayatını kaybeden tutsakların cenazelerinin ailelerine verilmemesi, Sri Lanka’da 1980’lerde 20 bin insanın hapishanelerde katledilmesi, aynı şekilde Sri Lanka devletinin Tamillere yönelik toplu katliamı, İran hapishanelerinde uygulanan işkence, taciz, tecavüz ve infazlar…. Tüm bunlar birçok ülkede faşist ve gerici diktatörlükler tarafından politik tutsaklara yönelik saldırılardır.

Türkiye hapishanelerindeki uygulamalar da diğerlerini arattırmamaktadır. Kürt Özgürlük Hareketi önderi Abdullah Öcalan’a yönelik uygulanan tecrit dünyada eşine az rastlanır bir uygulamadır. Peru’da Fujimori diktatörlüğünün Peru Komünist Partisi lideri Abimael Guzman’a (Gonzalo) uyguladığı ağır izolasyon, Türkiye’de sayın Öcalan’a yönelik yıllardır uygulanmaktadır. Tıpkı Gonzalo örneğinde olduğu gibi, Öcalan’da bir adada, üç tutukluyla yalnız başına bir hücrede tutulmaktadır. Son 3 yıldır ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmeyerek, ağır izolasyon uygulanmaktadır.

Ayrıca Türkiye hapishanelerinde iki bine yakın tutuklu, ağır hasta olmalarına rağmen tedavileri engellenmektedir. Birçoğunun hapishanede kalma koşulları olmamasına rağmen, avukatlarının tüm başvurularına rağmen tedavi için serbest bırakılmamaktadırlar. Tahliye edilmeyen hasta tutsakların tedavileri de engellenmekte ve her yıl onlarca hasta tutsak ölüme gönderilmektedir. Ayrıca son yıllarda hapishanelerde işkence, tahliyelerin engellenmesi, infaz yakmalar, iletişim yasakları gibi hak ihlalleri de giderek yoğunlaşmaktadır.

Sempozyumda yürütülen tartışmalarda, bir kez daha görüldü ki, uluslararası dayanışmanın zaruriyeti giderek artmaktadır. Dünyanın neresinde olursa olsun, tutsakların ortak sesi olmak, yaşanan haksız uygulamalara ve katliamlara karşı ortak ses çıkarmak için daha çok birliğe ve ortak çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır.

Sempozyumun Peru’dan katılımcılarının, Öcalan’ın avukatları istediği takdirde, Öcalan için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurabileceklerini önermeleri, enternasyonal dayanışmaya verilen önemi göstermekteydi.

Bundan dolayı sempozyuma, Peru, Sri Lanka, Tamil, İran Kolombiya, İngiltere, Almanya, Türkiye ve Kürdistan’dan katılanlar olarak aşağıdaki konularda ortak çalışma yürütme konusunda hem fikir olduk:

1- Dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun, hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine ve katliamlara karşı karşılıklı dayanışma içinde olup, ortak kamuoyu oluşturmak.

2- Kürdistan Özgürlük Hareketi Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kırılması ve serbest bırakılması için ortak çalışmalar yürütmek, yürütülen kampanyalara destek vermek.

3- Dünya çapında ortak çalışmalar yürütmek için, bir koordinasyon ağı oluşturmak. Bu ağ üzerinden, yaşanan gelişmelere ortak tavır alıp, kampanyalar örgütlemek.

4- Her yıl bu tarz sempozyumları farklı ülkelerde düzenleyerek, tutsakların sesini kamuoyuna duyurmak.

5- Özellikle hapishanelerdeki kadınlara yönelik, hak ihlallerine yönelik daha özgün kampanyalar örgütlemek.

 

TSP, UPOTUDAK, NADEK

Londra

18 Mayıs 2024


Kaynak: Avrupa