Haber Merkezi | 13.12.2019 | Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yönetici ve üyelerine yönelik siyasi soykırım uygulamaları ve kayyum gaspları, İsveç Parlamentosu’nda tartışılacak.
Sosyalist Milletvekili Amineh Kakabaveh, yazılı önergeyle, HDP’ye yönelik baskıları ve kayyum gasplarını parlamentonun gündemine getirdi.
Kakabaveh, İsveç’in politik tutsakların serbest bırakılması ve görevden alınan belediye eşbaşkan ve yöneticilerinin görevlerine iadesi için Avrupa Birliği bünyesinde girişimde bulunmasını istedi.
‚TÜM ENGELLEMELERE RAĞMEN…‘
Önergesinde HDP’nin değişik hakları temsil eden ve Kürtlerin haklarını güçlü bir şekilde savunan bir parti olduğunu belirten Kakabaveh, AKP’nin tüm engellemelerine rağmen partinin yüzde 10 barajını aştığına dikkat çekti.
HDP’nin işlevsizleştirilmek istendiğini vurgulayan Kakabaveh, aynı zamanda Kuzey Kürdistan’da çalışma yürüten DBP’nin de hedeflendiğine dikkat çekti.
Kakabaveh, HDP’nin rehin tutulan eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın yaşamının da riske atıldığını kaydetti.
Kakabaveh, İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde’ye, Erdoğan’ın HDP ve Kürt halkına dönük saldırıları için ne yapmayı düşündüğünü sordu.
‚TÜRKİYE HUKUK DEVLETİ DEĞİL‘
ANF’ye açıklamalarda bulunan Kakabaveh, Türkiye’nin bir hukuk devleti olmadığını, hükümetin rakiplerini etkisiz hale getirmek için devletin anayasa ve yasalarını çiğnediğini söyledi.
‚SESSİZ KALINMAMALI‘
Erdoğan ve AKP-MHP ittifakının uluslararası sözleşme ve anlaşmalara da saygı göstermediğinin pek çok örneği bulunduğunu söyleyen Kakabaveh, “Hem Türkiye’de mahkeme hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Demirtaş’ın serbest bırakılmasına karar verdi. Erdoğan bu kararları tanımıyor. Buna sessiz kalınmamalı. Avrupa’nın her yerinde Demirtaş’a yapılan kanunsuz uygulamalar ve belediyelere el konulması gündeme getirilmeli” dedi.
‚HDP VE BELEDİYELERE SAHİP ÇIKILMALI‘
Erdoğan’ın amacının Kürt ve HDP’nin parlamento, belediyede elde ettiği kazanımları tamamen yok etmek istediğini söyleyen Kakabaveh, “Bu tamamoyla kabul edilemez. Kürtler, devrimciler, kadınlar ve tüm insan hakları savunucuları harekete geçmeli. HDP ve belediyelere sahip çıkmalı” şekinde konuştu.
Kakabeveh, Kopenhag Kriterlerinin Türkiye’ye cezaevindeki tutuklu ve hükümlülere insanca davranma ve sağlık yardımı yapma yükümlülüğünü getirdiğini belirterek, “Demirtaş ve birçok tutsağın tedavilerinin yapılmaması veya geciktirilmesi insan hakları ve yaşam hakkının ihlalidir. Darbeden sonra 100 bine yakın insan tutuklandı. Devletin bu insanların tedavi olmalarını güvence alma yükümlülüğü var” ifadelerini kullandı.
‚KORKU SONA ERMELİ‘
Türkiye ve İran gibi diktatörlükle yönetilen ülkelerde halkın çıkarlarını savunan ve ülkeyi ileriye taşıyacak siyasetçi ve aydınların cezaevinde tutulduklarını söyleyen Kakabeveh, şöyle dedi:
“Bazıları da yurt dışına çıktı. Geriye kalanlar da seslerini çıkarmaya cesaret edemiyor. Sessizlik ve korku sona ermeli. Sessiz kalındıkça Erdoğan baskı, saldırı ve tutuklamalarını sürdürecektir.”
Murat Kuseyri, ANF
Kaynak: Avrupa