İSVİÇRE|24.01.2024| İsviçre Yeni Kadın Ülke Faaliyet Komitesi 20 Ocak 2024 tarihinde kongre hazırlık toplantısını gerçekleştirdi. 17. Merkezi Yeni Kadın Kongresine hazırlık amacıyla, üye ve misafir kadın arkadaşlarla YK’nın siyasal perspektif taslak yazısı okunmuş ve tartışılmıştır. Bu toplantıda yeni dönem İsviçre Ülke Faaliyet Komitesini de seçilmiştir. Günümüzün sorunlarının doğru tespiti ve önümüzdeki dönem çalışmaların hedeflenen önerileri yerinde bulunmuş ve gelen değişiklikler önerileriyle merkezi Kongreye katılmak için delegelerini seçmiştir.
21 Ocak 2024 tarihinde ise, “Aile Tanımı ve İlişkilerin Toplumsal İnşası “paneli gerçekleştirilmiştir. Panelin sunum bölümüne, Yeni Kadın ve Gönül Çağlar (Aile ve İlişki Danışmanı) katılmıştır.
Gönül Çağlar’ın ailede anne ve babaların davranışlarının, yaşam biçimlerinin çocukların üzerindeki etkisi ve onların yaşamındaki duruşunu ne boyuta etkilediğini anlattı. Kadının bir birey olarak kendisini bilince çıkarmasını vurguladı. Yaşadığımız sistemde aile ve ya birey olarak özgür yaşayamayacağımızı, fakat bilinçli insana dönüşebileceğimizi vurguladı.
Yeni Kadın ise; ailenin, özel mülkiyettin ve sınıflı toplumun ortaya çıkışıyla ortaya çıktığını, egemenlerin elinde bir baskı ve sömürü araçlarından biri olduğunu söyledi. “Böylelikle ailenin özel mülkiyetin başlangıcı olduğunu ve bu süreçte, erkeğin kadının üzerindeki egemenliğin başlamış, günümüze kadar sürmekte olan aynı süreçtir” dedi.
Yeni Kadının duruşu ve tutumunu anlatan konuşmacı, “Bu baskı ve sömürü aracılarından biri olan aileyi kullanan sistem, onun yarattığı özel mülkiyet ve üretim ilişkilerden geçiyorsa, kadın erkek demeden tüm dünya halkları aynı kaderi paylaşıyorsa, o halde bunu onların elinden alıp kendi üretimimizin değerlerine sahip çıkarak yeni bir düzen yeni bir toplum yaratmalıyız. Fakat bunları sadece kadın mücadelesiyle değil, sınıf kardeşlerimizle birlikte yapmak zorundayız. Bunun en güzel örneği, sınıfsal mücadele ekseninde 1917 Sovyet Devrimi ile kadın hakları erkeklerle eşitlenmiştir. Bizler erkeklere karşı değil, erkek egemen, ataerkil sisteme ve onun erkekleri ön plana çıkaran sistematik yaklaşımına karşı olmalıyız. Kadının sınıfsal, cinsel, ulusal baskıya uğramasına karşı mücadelemizi büyütmeliyiz. Öğretilmiş kadınlık öğretilmiş erkeklik değil, bizlerin ait olduğunuz sınıfın değerlerine göre şekillenmeliyiz. Bunlar da devrimci olmak zorundadır. Devrimci erkekler alışılmış o feodal değer yargılardan, kılıf uydurmaktan vaz geçip yüzlerini devrimci yaşam biçimine dönmeli. Kadınların kırılgan, edilgen, İtaatkâr vs. zorla konulmuş kefeye karşı mücadele etmesi gerekir. 150 yıl önce “Bizlerin zincirlerimizden başka kaybedecek bir şeyimiz yok” diyen Marks’ın sözleri bugün de geçerlidir. Bizim anlattığımız bu aile tarzı değil yerine, gerçek sevgi ve saygı üzerinden yükselen bir birliktelik yaşamalıyız. Özgür bir yaşamı ve çocuklarımıza özgür bir gelecek yaratmakla mükellefiz” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Kitlenin soru, görüş ve eleştirilerini dile getirmesinin ardından panel sonuçlandırıldı.
Kaynak: Avrupa