HABER MERKEZİ|09.10.2021| Kadına yönelik şiddet, uzun süredir kadın hakları örgütlerinin ve siyasetin gündeminde yer alıyor. İsviçre’de kadın cinayetlerinin daha da artması nedeniyle, konu artık daha da odak noktası haline geldi.
İsviçre’de yalnızca Ekim ayında, bir aile ortamında dört kadın erkekler tarafından öldürüldü. 2021 yılında öldürülen kadın sayısı 24 olarak açıklandı.
İsviçre kadın sığınma evlerinin çatı örgütü olan DAO kampanya başlattı. Kampanya ile, aile içi şiddet konusunda kamuoyunu bilinçlendirmek ve politikacıları harekete geçmeye teşvik etmek isteniyor.
Kampanya dahilinde; 2021 sonbaharında İsviçre’de 16 yaş ve üstündeki 3 bin 500’den fazla kişiye, “partner şiddeti“ konusunda bir anket yapıldı. Anketin içeriği; ev ortamında yaşanan psikolojik, fiziksel ve cinsel şiddet ile heteroseksüel ve eşcinsel ilişkilerle ilgiliydi.
Yapılan bu anket, toplumdaki şiddet deneyimlerinin ne kadar yaygın olduğunu gözler önüne sererken, nüfusun konuyla ilgili tutum ve değerlerini, aile içi şiddete karşı hangi taleplerin karşılaması gerektiğini de ortaya koydu.
Anket sonucuna göre, 26 ile 45 yaş arasındaki kadınların yaklaşık yarısı, en az bir kez birlikte olduğu partnerinin şiddetine maruz kaldığını belirtiyor.
Erkeklerde ise, şiddetten en çok 26 ile 45 yaş arasındakiler etkileniyor. Artan yaşla birlikte şiddete maruz kalan erkeklerin oranı bir miktar azalıyor.
Mevcut ilişkideki bir tartışmaların ne zaman aile içi şiddete dönüşeceği konusunda farklı fikirler mevcut. Ankete katılanlar, çiftlerin birbirlerine yüksek sesle bağırmalarını, veya partnerinin kişinin özelliklerini eleştirmelerini kabul edilebilir buluyorlar. Ancak dayak, yüze tokat atmak, silahlı şiddet tehdidi veya birini bir odaya kilitlemek tolere edilir görülmüyor.
Ankete katılanların yaklaşık %40‘ı, yakın çevrelerindeki bulunan çiftlerde şiddetin meydana geldiği şüphesine sahipken, katılımcıların neredeyse yarısı, kişilerden aile içi şiddete maruz kaldıklarını öğreniyor.
Ayrılıkların bir numaralı nedeni şiddet
İsviçre’de hemen hemen her iki kadından ve her dört erkekten biri bir ilişkide şiddete maruz kalsa da, aslında buna pek de müsamaha edilmiyor. Ankete katılanların dörtte üçü için şiddet, ayrılıkların bir numaralı nedeni. İkinci sırada “güvensizlik“ konusu yer alıyor.
Gelir düzeyi etkisi
Anket sonuçlarına göre, kadınlar erkeklerden daha fazla oranda şiddete maruz kalıyorlar. Erkeklerde siddete maruz kalma oranı %24 iken, bu oran kadınlarda %42’ye çıkıyor.
Bunda gelir düzeyi önemli bir rol oynuyor. Ayda 4 bin franktan az kazananlar, 10 bin franktan fazla kazananlardan daha fazla etkileniyorlar.
Ankete katılanların çoğu, şiddetin çok fazla alkol tüketen insanlardan kaynakladığını düşünüyor.
Lena John: Aile içi şiddete karşı sıfır tolerans
Kadın sığınma evleri çatı örgütü yöneticisi Lena John bu sonuçlar hakkında; “Aile içi şiddete karşı sıfır toleransa ihtiyacımız var. Bunun için ülke çapında bir strateji gerekiyor.“ şeklinde konuşurken, Federal Adalet Bakanı Karin Keller-Sutter konu ile ilgili bir strateji diyaloğu başlattıklarını duyurdu.
Karin Keller-Sutter, potansiyel kurbanlar için acil durum düğmeleri gibi yeni teknolojik araçlardan bahsederken, kantonlar ise yeni bir merkezi acil durum numarası üzerinde çalışıyorlar.
Lena John’a göre, şiddeti önleme ve eğitim için daha fazla kaynağa ihtiyaç var.
Aile içi şiddet hala tabu
Ankete katılanların %54’ü evde olup bitenleri özel bir mesele olarak değerlendirirken, katılımcıların neredeyse tamamı, şiddetin önlenmesi konusunun okullarda verilecek eğitimlerde gündeme getirilmesini talep ediyor.
Bu konuda yetkililerin desteğine de ihtiyaç duyulduğu ifade edilirken; polis, yargı veya sosyal hizmetler çalışanlarının aile içi şiddet ve aile içi şiddet mağdurlarıyla nasıl başa çıkılacağı konusunda zorunlu eğitime katılmaları gerektiği dile getiriliyor. (Kaynak: Haber Podium)
Kaynak: Avrupa