Avusturyanın İnnsbruck şehrinde Demokkratik Güç Birliğinin çağrısıyla organize edilen Yürüyüş güçlü bir katılımla gerçekleşti. Anna-Saule önünde toplanan 1000’ün üzerindeki Kürdistanlı ve Türkiyeli Demokrat-Devrimci ve sol-Sosyalist dostları ve Örgütleri Türk devletinin siyasi baskı ve sindirme operasyonlarını protesto etti.
Saygı duruşu ile başlayayan eylemde yapılan konuşmalardan sonra kitle yürüyüşe geçti.
Mitingde TDGB adına yapılan konuşmada, “Faşist Devletin darbesi devam ediyor. 6 milyon oy almış Türkiye’nin üçüncü büyük partisinin eş genel başkanları dahil milletvekillerinin dün akşam gözaltına alınması halk iradesine hiçe sama ve darbedir. Bunu Asla kabul edemeyiz dendi. . Tüm halkımızın, demokrasi güçlerinin Faşizme ve darbeye karşı tavır koyma, mücadele zamanıdır. Halk iradesini gasp edenlere karşı daha fazla mücadele ve isyan meşrudur.
ATİGF, ADHK, DKTM, Tirol Alevi Dernekleri, DİDF, KJÖ, Dersim Derneği, HDP dostu Avusturyalıların katıldığı mitingde çesitli kurumlar adına yapılan konuşmalarda, siyasi baskı ve sindirme operasyonu kınandı. Konuşmalarda, HDP ile dayanışma içinde olunduğunun altı çizildi.
Atik adına yapılan konuşmada ise; Türk hakim sınıfları gerek iç politikada gerekse Suriye bağlamında dış politikada Kürt düşmanlığına oturan yönelimini askeri saldırganlıkla, ölüm makinasına dönüştürdüğü devletin zor aygıtlarıyla, her türlü baskı ve sindirme politikasıyla uygulamaya sokmuştur. Artık kendi sınırları içinde ve dışında bir bütün Kürtler hedef halindedir. Türk egemenleri yaşadığı siyasi krizi Kürt düşmanlığını tırmandırarak, Kürt siyasi hareketini baskı altına alarak, Türk şovenizmini büyüterek aşmaya çalışmaktadır.
Bu gelişme faşizmin saldırganlığındaki seferberlik boyutunun göstergesidir. Buna karşı başta devrimci ve demokratik kamuoyu olmak üzere tüm ezilenler aynı düzeyde bir seferberlik hali içinde olmalıdır. Bu meydan okumaya karşı artık ezilenler tüm araç ve yöntemlerle, tüm gücü ve örgütlü mekanizmayla meşru ve atak bir karşı koyuş içinde olmalıdır. Nasıl tarihte Kürt ulusu ve mücadelesi kan, göz yaşı ve ölümle susturulamadı ve engellenemedi ise yine istediği sonucu alamayacaktır. Faşizm “aptallığı” tekrarlamaktan bıkmayacaktır.
Kürt hareketi başta olmak üzere, Kürtlerin dostu olan tüm demokratik ve devrimci kesimler açık hedef haline getirilmiştir. Kürtlerin sesini duyuracak, yaşanan katliamları, haksızlıkları, Rojava işgalini gündeme getirecek her kesim de hedef haline getirilmiştir.
Bu Kürt şehirlerinin yerle bir edilmesi, T.Kürdistanı dağlarında imha operasyonlarının yapılması, belediyelere kayyumlar atanması, belediye başkanlarının tutuklanması ve çocuk kadın“ demeksizin Kürt halkının kıyımdan geçirilmesine şimdi yeni ve oldukça sembolik bir halka daha eklenmiştir.
Innsbruck_un en işlek merkezinde yürüyüş korteji gecti. Yürüyüş Korteji boyunca konuşmalar yapıldı ve sloganlar atıldı. Yürüyüş esnasında sık sık ‘Katil Erdogan’, ‘Saldırılar bizi yıldıramaz’, ‘Yaşasın halkların kardeşliği’, ‘Kürdistan faşizme mezar olacak’ ve ‘Terörist-DAİŞ başı Erdoğan’ sloganları atıldı.
Konuşmalarda eylemselliklerin devam ettirilmesi gerektiği vurgulanırken, kitle tarafından sık sık ‘Katil Erdoğan’, ‘Faşist Erdoğan’ ve ‘Kürdistan’a Özgürlük’ sloganları atıldı.
Eylem sırasında bir grup faşistin kitleyi prokove etmek istemesi nedeniyle kısa bir arbede yaşandı. Polis ve güvenliğin önlemiyle olay büyümeden sona erdi.
Gezi eylemlerinden sonra kitlenin motivasyonu ve katılımının en yüksek, kalabalık olduğu yürüyüştü.
Kaynak: Avrupa