Haber Merkezi | 27.10.2018 | Faşist TC. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Almanya ziyaretinde Başbakan Angela Merkel’le düzenlediği basın toplantısında toplantıyı protesto eden gazeteci Adil Yiğit, Almanya’dan sınır dışı ediliyor.
22 Ocak’a kadar ülkeyi terk etmesi istenen Yiğit’e, aksi takdirde zorla gönderileceği bildirildi. Konuya ilişkin konuşan Adil Yiğit, Erdoğan benimle “Ahlaksızın, terbiyesizin, sözde Türk’ün biri Berlin’de basın toplantımızı provoke etmek istedi ama, Alman polisi onu paket edip dışarı attı” şeklinde sert sözler söylemişken, yandaş medya beni hedef göstermişken, beni Türkiye’ye sürmek istiyorlar. Bu mu Alman demokrasisi?” dedi.
Bir ay önce Erdoğan ile Merkel’in Berlin’deki basın toplantısında ‘Gazetecilere özgürlük’ yazılı tişört giyen ve salondan çıkarılan gazeteci Adil Yiğit’e sınır dışı kararı geldi. 60 yaşındaki Yiğit’in problemleri, Türkiye pasaportunu alınca başladı.
İlk gençlik yıllarında Fransa’ya iltica eden ve ardından Almanya’ya gelip buna bağlı oturma izni alan Adil Yiğit, 2014 yılında mülteci pasaportunu yabancılar dairesine iade ederek Türk pasaportu almak için Hamburg Konsolosluğu’na dilekçe verdi. Oturum müsaadesi Türk pasaportuna aktarıldı. Üç yıllık oturma müsaadesinin bitiminde üç ay oturma süresi verildi. Bir yıldır da durum bu şekilde devam ederken, Alman Yabancılar Dairesi, Adil Yiğit,e sınır dışı kararı verdi.
’22 OCAK’A KADAR GİDİN’
Kararda, “Almanya’dan Türk vatandaşı olarak oturma izninizi uzatma veya yenisini alma talebiniz reddedilmiştir. Lütfen 22.01.2019’a kadar ülkeyi terk edin” ifadeleri yer aldı.
Yiğit’e ülkeyi terk etmemesi halinde, zorla sınır dışı edileceği de bildirildi. Avrupa Postası isimli internet sitesinin sahibi Adil Yiğit ise şimdi olayı mahkemeye taşımaya hazırlanıyor.
”HERŞEY ‘G20 ZİRVESİ’ SONRASI BAŞLADI”
Adil Yiğit kararla ilgili AHM’ne yaptığı açıklamada, “Bu ülkede yasal olarak yaklaşık 36 yıldır yaşıyorum. Türk pasaportunu alınca sorunlar başladı. Sorunların kaynağı 2017’de G20 zirvesi toplantısında başladı. Toplantıya katılmak için akreditasyonu kabul edilen dünya genelindeki 5108 gazeteciden biriydim. İlk gün içeriye alındım ama ikinci gün ‘sakıncalı’ denilerek içeri alınmadım. Buna karşı dava açtım Alman Kriminal Dairesi resmi olarak (yazılı) özür diledi ama ben Başbakanlık Basın Dairesi’ne ve BKA’ya karşı açtığım davamı geri çekmedim. Herşey bundan sonra başladı. İlticacıyken yaşamadığım sorunu, şimdi yaşıyorum. Erdoğan benimle ilgili hedef gösteren sözler söylemişken, yandaş medya beni hedef göstermişken, beni Türkiye’ye sürmek istiyorlar. Bu mu Alman demokrasisi?” diye konuştu.
Kaynak: Avrupa