Emperyalistlerin savaşları tarih boyunca insanlığa ölüm, göç, yoksulluktan başka hiçbir sonuç getirmedi, bundan sonra da başka bir sonuç getirmeyecektir. Çünkü onlar bu savaşları sadece kendi zenginliklerine yeni zenginlikler eklemek, kendi etkinliklerini ve hegemonyalarını daha da büyütmek için çıkartıyorlar. Bu savaşların hepsi ezelden ebede haksız savaşlar olarak anılacaktır ve tek kaybedeni yoksul dünya halkları ve işçi sınıfları olacaktır.
Bu haksız hukuksuz savaşların ve işgallerin birçok örneğini yakın geçmişte Irakta, Suriye’de, Libya’da ve Afganistan’da yaşayarak gördü insanlık. Aynı zamanda o savaşlar sadece yaşandığı coğrafyaları ve oralarda yaşayan insanları ve diğer tüm canlıları değil, tüm dünya emekçi halklarını ve işçi sınıflarını ağır bedellerle karşı karşıya bırakmıştır. Özellikle sosyalizmin -bir sonraki doğuşuna kadar- tarih sahnesinden çekilmesiyle birlikte emperyalist haydutlar vakit kaybetmeden dünyanın olabildiğince hemen her coğrafyasına barbarca saldırdılar. Günümüzde ve belki yakın gelecekte yaşanacak bu haksız savaşların tek sorumlusu dünya halklarını ve işçi sınıflarını kanlarının son damlasına kadar sömüren, doğayı talan eden ve hatta artık gözlerini gökyüzüne, uzayın derinliklerine diken katil gözü dönmüş emperyalistler ve onların uşaklığını yapan her düzeyde ve bölgedeki işbirlikçileridir.
Yıllardır kendi yapısal kriziyle boğuşan emperyalist kapitalizmin Özellikle 2008 yılındaki küresel krizi kapitalistler açısından içinden çıkılması her geçen gün daha da zor bir duruma geldi. ABD liderliğindeki batılı devletlerin her türlü seçeneği masaya koymak koşuluyla bu krize kalıcı olamasa da dönemsel bir çözüm bulma uğraşlarının sonuçlarından bir tanesini bugün Ukrayna topraklarında yaşananlar açıkça göstermektedir.
Emperyalist kapitalist dünyanın yaşadığı bu yapısal kriz, insanlığa on yıllardır daha fazla açlık, yoksulluk, yıkım getirirken, diğer taraftan emperyalistler arası yeniden paylaşım mücadelesini de daha keskin bir hale getirdi.
ABD’nin öncülüğündeki NATO ve ittifakları dünyayı artık eskisi gibi yönetemez hale gelmenin sıkıntılarını yaşarken, doğuda ekonomik, askeri ve siyasal olarak büyüyen Rusya ve özellikle Çin; dünya pazarlarındaki rekabet güçlerini çok önemli oranda artırmışlardır. Bu gelişmeler On yıllardır kendini dünyanın ve elbette diğer emperyalist-kapitalist devletlerin öncüsü- jandarması ilan eden ABD sermayesi için kabul edilebilir bir durum değildir.
Bugün ABD eliyle NATO provokasyonları ile Rusya’nın işgale yöneldiği, neo-faşistlerin iktidarda olduğu Ukrayna, tam da böyle bir paylaşımın güç denemelerine sahne olan coğrafyanın adı olmuştur. Ukrayna’da yaşananlar ve yaşanacak olanlar dünyanın hiçbir emekçi halkının çıkarına değildir. O nedenle dünya emekçi halkları ve işçi sınıfları adına “naif”çe içi boş, anlamından koparılmış bir “barış” çağrısı yapmak, hangi taraf olursa olsun, dönemsel olarak daha güçlü olan bir emperyalist kutbu desteklemek anlamına gelecektir. Yani, Kapitalistlerin çıkar savaşlarından hiçbir çıkarı olmayan, ancak dünya zenginleri için ölmek ya da öldürmek zorunda bırakılan yoksullar olarak bizler, savaşlara son verecek tek gerçek gücüz. Yani dünya işçi sınıfı ve emekçilerdir.
Bizler ADGB olarak, dün Irak’ta, Suriye’de, bugün Ukrayna’da gerçekleşen, yarın farklı coğrafyalarda gerçekleşecek olan emperyalist paylaşım savaşlarının, halklar için işgal, yıkım, göç, ölüm, yoksulluk getirdiğinin bilinciyle, Avrupa’da yaşayan yerli ve göçmen işçileri, ezilen halkları emperyalist saldırganlığa karşı, her yerde mücadeleyi ortaklaştırarak büyütmeye çağırıyoruz.
Yaşasın Ukrayna işçi sınıfının enternasyonalist mücadelesi
Yaşasın Rusya işçi sınıfının enternasyonalist mücadelesi
Yaşasın dünya işçi sınıflarının enternasyonalist mücadelesi
Avrupa Demokratik Güç Birliği – ADGB
Kaynak: Avrupa