ATİK |08.02.2017| Başta Ortadoğu olmak üzere dünyanın birçok coğrafyasında önemli gelişmelerin yaşandığı bir süreçten geçiyoruz.
Emperyalist haydutlar ve onların uşaklarının halkımıza yönelik saldırıları her geçen gün artmaktadır. Böylesi bir süreçte tüm gücümüz ve kararlılığımızla hareket etmemiz ve birliğimizi pekiştirmemiz gerekirken ‘iç sorunlarla’ boğuşmamız, bu tür açıklamalar yapmak zorunda kalmamız elbette ki üzücüdür.
Konseyimiz böylesi bir sürece cevap olmakta ve sorunları çözmekte üstüne düşeni yapamadı. Bazı kurum ve yoldaşlarımızın bu sürece müdahale etme önerisini ciddiye alıp bu yönlü hareket etme yerine,Konsey üyeleri öneri sahiplerini adeta ‘düşman’ ilan ederek sorunların daha da derinleşmesine ve kutuplaşmaya neden oldu.’Güçlendirmenin’ tüzüğe aykırı olduğunu savunan bu arkadaşlarımız,her türlü tüzük ve hukuku ayaklar altına alarak Genel Kurul da kendilerine verilen yetkileri Denetimden bir arkadaşa teslim ettiler. Alınan tüm kararların altında imzası olan Denetim Kurulunun Başkanıdır. Bir elinde Konseyin mühürü, diğer elinde ise Denetim Kurulunun mühürü… Kısacası iki yıla yakındır ‘denetlemek için’ seçilen denetim, hem karar alıyor, hem uyguluyor ve hem de denetliyor. Yani şu son dönemde tartışılan ve Türkiye’de uygulanmak istenen Başkanlık Modeli bizde uygulanmaktadır.
Kendini yasama, yürütme ve icraat organı yerine koyan, ilkelerimizi de kafasına göre çiğneyen benmerkezci bir anlayış sahibi denetim kurulu üyemiz ve birlikte hareket ettiği konsey üyeleriyle kamuoyuna en hafif ifadesiyle gerçekleri yansıtmayan konsey başkanını hedef alan bir açıklama yapmışlardır.
Bu yapılan açıklama dernek, federasyon kongreleri, gençlik ve kadın kurultaylarının öncesi bir kaos ortamı yaratmak ve “bundan nasıl yararlanırım?”ın hesabını yapmaktan başka bir şey değildir.
Denetleme erki kendini yasama ve yürütmenin yerine koyduğunda ne demokrasi kalır ne de işleyiş.
Kamuoyuna yapılan bu açıklama AHM’yi DKÖ çizgimize uygun bir şekilde değil de yanlı haber yaptığı için uzun süredir eleştirilen, eleştirileri uzun bir süredir ciddiye almayarak yayına devam etme anlayışıdır. Bu açıklamayı bu anlayışın yaşam bulamamasının feryadı olarak değerlendirmek gerekir. Arkadaşların bir bardak suda kopardıkları fırtınayı, olayı kısaca özetlemek gerekirse, WEB sitemizde tek yanlı açıklamalara dikkat çekmemize, uzun bir süredir eleştirilerimize rağmen vurdumduymazlıkla devam ettirilmiştir. AHM de görev yapan arkadaşların da eleştiri ve görüşleri dikkate alınmamıştır. AHM çalışanları tarafından siteye konulan açıklamalar denetimdeki arkadaşın müdahalesiyle geri çektirilmiştir. Tekrar siteye yüklenen bu açıklamalar kendisi tarafından sürekli geri çektirilmiştir. Bu tür çekme ve yüklemeler esnasında sitemiz hacklenmiştir.
Sitenin yeniden yayına geçirilmesi aşamasında ATİK başkanı tarafından AHM’nin yayın çizgisine, kullanılış biçimine, tek yanlı tutuma yönelik eleştirilerimiz dikkate alınmadığından sitenin ATİK başkanı denetiminde, DKÖ çizgisinde yayınına devam edeceği arkadaşlara iletilerek AHM den arkadaşlara görev verilmiştir.
Bu denli yaygara koparılan gerçeklik budur.
WEB sitemiz yanlı yayın hayatından kurtarılarak DKÖ çizgisi doğrultusunda yayınına devam etmektedir. Bu durum denetim ve konseydeki bazı arkadaşların hoşuna gitmiyor olabilir. Bizlerin ATİK taraftarlarına yönelik ayrıştırıcı yayına taviz vermeme anlayışımızdan dolayı haksız bir şekilde eleştiriliyoruz. ATİK tabanını bölücü,ayrıştırıcı,zehirleyici bir yayına müsade etmediğimiz için bize her türlü yakıştırmayı yapmaya çalışanlara bu tür anlayışlardan vazgeçmeleri çağrısını yapıyoruz.
Bizler ATİK’e emek verenler olarak ATİK’in DKÖ çizgisini savunmaya devam edeceğiz.
ATİK WEB sitesi ATİK başkanının denetiminde AHM üyelerinin gayretleriyle çalışmalarına devam ediyor, devam edecek.
En önemlisi de taraf olmadan, ayrıştırıcı değil birleştirici bir çizgide yayınını devam ettirecektir.
8/9 nisan tarihlerinde gerçekleştirilecek ATİK in 24. kongresinde demokratik bir şekilde seçilecek olan yeni Konsey bileşimine ATİK WEB sitesi devredilecektir.
Arkadaşların ATİK Konseyi 8. toplantısıyla ilgili yaptıkları açıklamalara ilişkin söyleyeceklerimiz kısaca şunlardır: ATİK 8. toplantısı federasyonların, Yeni Kadın’ın, YDG’nin ve ATİK’in kongre süreçlerine girildiği bir süreçte yapılacaktı. Yani kurumlarımızın yeni yönetimlerinin, ATİK Konseyine girecek delegelerin belirleneceği bir süreçte yapılacak olan Konsey toplantısında bilinçli olarak sorun çıkarılmıştır. Böyle bir süreçte kendini yasama, yürütme ve icraat organı yerine koyan denetimdeki arkadaş ve onun yanında yer alan bir kısım ATİK Konsey üyesi kendileriyle aynı düşüncede olmayan ATİK başkanını alaşağı ederek kendileri gibi düşünen başka bir üyenin başkanlığında kongrelere gitme anlayışının dayatıldığı bir toplantı yaşanmıştır. Bu toplantının daha birinci gündeminde başkanın değiştirilmesi tartışılması açılmış, ATİK başkanına istifa çağrısı yapılmıştır. Bu anlayışa karşı tavır takınılarak HAYIR denilmiştir. Genel Konsey başkanı olarak istifa gibi bir durum söz konusu değildir. Genel Konsey başkanı 24. kongreye kadar görevinin başındadır.
Gündeme getirilen sorunlardan biri de ATİK WEB sitesidir. Yukarıda uzun uzadıya değinildiği için tekrar girmeyi gerekli görmüyoruz. Konseydeki bazı arkadaşlar denetim kurulu başkanının denetiminde ATİK WEB sitesine evet ama ATİK Konseyi başkanının denetimindeki bir WEB sitesi çalışmasına hayır diyorlar!
Bunun anlaşılması o kadar güç olmasa gerek…
Bu istemleri de gerçekleşmeyince ATİK başkanını kongreler süreci başlamışken alelacele değiştirme/alaşağı etme çabası neyin ürünüdür neye hizmet ediyor?
Hani çokça darbecilikten bahsediyorlar ya… Aynaya bakmalarını öneriyoruz. ATİK ve ATİK’e bağlı kurumların Türkiye’deki referandumla ilgili tavrının belirlenmesinin bu denli geç kalınmasına yol açan Konseydeki bir kısım arkadaşın icazet aldıkları yerin tavır belirlemesini beklemelerinin sonucudur. Bugün kurumlar tarafından açıklanan Türkiye’deki referandumda HAYIR açıklaması kurumların inisiyatifidir.
Arkadaşlarımız ATİK Konsey imzası kullanarak bizleri de ATİK imzası kullandığımız için haksız bir şekilde eleştiriyorlar. ATİK tüzüğüne baktığımızda 17d maddesine göre ”genel konsey başkanı konfederasyonun dışa karşı tek hukuki temsilcisidir.” ATİK imzası kullanma hakkının kimlerde olduğu tüzüğümüzde belirtilmiştir. Bizce fazla söze gerek yok.
ATİK imzasının atıldığı bu açıklamada ATİK’in kurumları da yer almaktadır. Arkadaşların ATİK’i Konseyde yer alan 3-4 arkadaştan ibaret görmeleri ibretlik bir durumdur.
Kaldı ki bu açıklama ATİK’e bağlı tüm kurumların imzasına açıktır. Bu düşünceye katılan tüm kurumlar bu açıklamanın altına imza koyabilirler.
Darbeciliğe gelince: darbecilikten muzdarip olanların bu çamuru başkalarına sıçratmaları abesle iştigaldir. Darbeciliğe en yatkın olan ise ”zorunlu açıklamada” bu yakıştırmaları sıralayan anlayış sahibinin ta kendisidir. Konsey içerisinde, Konsey üyesi olmadığı halde Konseyi tek adamlıkla yönetmeye çalışan bu kişiliktir.
Kurum başkanına ne kadar değer verdiğinizi en son Grigori yoldaşın uğurlama töreninde gördük. Başkanın bu törene katılıp konuşacağı karar altına alınmasına rağmen darbeci bir yöntemle konuşma hakkını elinden alınarak başka bir konsey üyesine verilmesi hangi mantığın ürünü?Ya da konsey üyeleri dışında birilerinin ‘seni konuşturmamamız siyasal bir karardır’ demesini nereye koyalım? Bu mudur sizin Demokratik Kitle Örgütü anlayışınız?
Bizler ATİK’liler olarak Türkiye’de referandumda tek adamlılığa, başkanlığa nasıl HAYIR diyorsak ATİK’de de denetim kurulu başkanının tek adamlılığına, başkanlığına HAYIR diyoruz.
Kaynak: Avrupa