„Bir Arada Durup Renklerimizle Karanlıklarını Boğacağız!“

Türkiye’deki yasaklarla birkez daha gündeme gelen LGBTİ+ Hareketini ve LGBTİ+’larla ilgili sıkça sorulan sorulara dair konuşmak için Nürnberg Yeni Kadın, bir film gösterimi ve söyleşi düzenledi.

16 Aralık Cumartesi günü Dialog der Kulturen e.V.’de gerçekleştirilen etkinlikte „Benim Çocuğum“ belgesel filmi gösterildi. Filmin ardından trans aktivist Ozan Uğur ile bir söyleşi gerçekleştirildi. Etkinlik öncesi bir açılış konuşması yapan Yeni Kadın temsilcisi „LGBTİ+’lara yönelik şiddet ve ayrımcılık görmezden gelinirken T.C. Devleti ve onun bugünkü temsilcisi AKP ise suçlulara ödül gibi cezalar vererek nefreti körüklüyor.

Birkaç hafta önce Ankara başta olmak üzere Bursa ve İstanbul’da düzenlenmesi planlanan LGBTİ+ etkinlikleri yasaklandı“ diyerek Türkiye’deki yasaklamalara tepki gösterdi. „Bu etkinlik bizim için geç kalınmış bir adım. Ancak bundan sonra bir arada durup renklerimizle karanlıklarını boğacağız“ diyerek sözlerini tamamlayan Yeni Kadın temsilcisinin ardından film gösterimine geçildi. HDP’li Yıldız: „LGBTİ+’ların mücadelesinin yanında olmaya devam edeceğiz!“ Yeni Kadın’dan trans aktivist Ozan Uğur’un katıldığı söyleşide LGBTİ+’lara dair sıkça sorulan sorular konuşuldu. LGBTİ+ özgürlük mücadelesinin tarihi hakkında kısa bir sunum yapan Uğur, mücadelenin bulunduğumuz her alandan yükseltilmesi gerektiğini ve bunun da kişinin kendisinden başladığını belirtti. İnteraktif bir biçimde gerçekleştirilen etkinliğe vekilliği hukuksuz yollarla düşürülen Şırnak eski milletvekili Faysal Sarıyıldız da katıldı. Yıldız „LGBTİ+’ların mücadelesinin yanında olmaya devam edeceğiz“ dedi. Diğer katılımcıların da dayanışma ve LGBTİ+’lara yönelik şiddete karşı birlikte ve nasıl daha güçlü bir mücadele örülebileceğine dair soru ve önerilerle tamamlanan etkinliğe ilgi ise oldukça yoğundu. „Benim Çocuğum“ hakkında Çocukları LGBT (lezbiyen, gey, biseksüel, trans) bireyler olan Türkiye’li bir grup anne – babanın hikayelerini seyirciye taşıyan “Benim Çocuğum”, Ocak 2013’te tamamlandı. Yönetmenliğini Can Candan’ın üstlendiği, 82 dakikalık uzun metraj belgeselde muhafazakar, homofobik, transfobik bir toplumda bir yandan aile, bir yandan da aktivist olmanın ne anlama geldiğini yeniden tanımlayan LİSTAG’lı yedi ebeveynin deneyimleri aktarılıyor.

Kaynak: Avrupa