Home >> Haberler >> Avrupa >> Berlin`de Yüzbinler Irkçılığa Karşı Sokaklara Döküldü

Berlin`de Yüzbinler Irkçılığa Karşı Sokaklara Döküldü

BERLİN |14.10.2018|Almanya`nın başkenti Berlin`de Unteilbar Kollektifi`nin çağrısı ile Almanya başta olmak üzere Avrupa`da gelişen ırkçı, faşizan eylem ve söylemlerle yapılan ayrımcılıklara ve yaşanan mülteci ölümlerine karşı onbinlerce insanın katıldığı bir eylem gerçekleştirildi. 13 Ekim 2018`de sabahın erken saatlerinde toplanma yeri olan Alexanderplatz meydanına akın akın gelen göstericilier, saat 13:00`da başlayan yürüyüş ile Leipziger caddesi üzerinden devam ederek, Brandenburg kapısının önünden geçerek Siegesäule`nun (Zafer Sütunu) bulunduğu alana kadar yürüdüler. Ceşitli sanatçılardan, sivil toplum örgütlerinden ve demokrat bireylerden oluşan Unteilbar (Bölünmez) Kollektifi yürüyüş eylemine 250 bin kişinin katıldığını duyurdu. Eyleme yüzlerce demokrat, ilerici, devrimci kurum ve kuruluş bayrak ve pankartları ile katıldı. “Açık ve özgür bir toplum için, dışlama yerine dayanışma” sloganı ile Almanya`da gelişen ırkçılığa, ayrımcılığa, sığınmacı ölümlerine, sosyal hakların budanmasına ve polis yasalarının sertleştirilmesine karşı düzenlenen gösteriye katılımın beklenenden çok olması dikkat çekiciydi. Gösteriden önce katılımın 50 bin civarında olması beklenirken katılımın 250 bini bulması Almanya`da hayata geçirilmeye çalışılan sağ yönelimli politikalara karşı hoşnutsuz olan yüksek bir kitlenin var olduğunun işareti olarak okunabilir. Avrupa çapında ırkçı ve faşizan anlayışların tırmanışa geçtiği, göçmen kökenlilerin karıştığı kriminal olaylar bahane edilerek, göçmenlerin sokaklarda saldırıya uğradığı, ırkçı gösterilerin düzenlendiği ve eyaletler düzeyinde polis yasalarının sertleştirilidiği bir dönemden geçen Avrupa ve bu olayların yaşandığı ve yaşatıldığı ülkelerden ilk sıralarda bulunan Almanya devletinde gelişmeler kaygı duyulacak seviyeye gelmiştir. Almanya`nın Chemnitz şehrinde yaşanan ırkçı eylemlerin ve göçmenlerin sokaklarda insan avına çıkan faşistler tarafından kovalanarak öldürülmesi durumun ne kadar vahim olduğunu gözler önüne sermiştir. İçişleri Bakanı Seehofer ‘bütün sorunların anası göçmenliktir’ açıklaması ile katil faşistleri görmemesi, faşistlerle aynı saflarda yer alması ve onları koruması anlamına geliyor. Avrupa Birliğinde kriz yaratan göçmen sorunu üzerinden ırkçı ve aşırı sağ yönelimli politikalar yaparak parlamentoya giren ırkçı-gerici AfD partisi faşist katillerle omuz omuza sokaklara çıkarak eylemler yapması, sözde demokrasinin beşiği olan Almanya ve Avrupa`nın nasıl bir tehlike ile karşı karşıya olduğunun sinyallerini veriyor. Almanya`da yaşayan halkın ve emekçilerin gelinen süreçte yaşam koşullarındaki gerilemenin ve zorlukların gün geçtikçe kötüleşmesi, ırkçı ve faşizan söylemler ile politika yapan partilere büyük fırsatlar sunuyor. Irkçı faşist Partilerin ve hükümetin yaşam düzeyindeki bu kötüleşmenin kaynağı olarak göçmenleri ve mültecileri göstermesi, hiç kuşku yok ki; sorunların esas kaynağını gizleme ve bu sorunlara karşı mücadeleyi zayıflatma politikalarıdır. Devlet tarafından ucuz iş gücü ve güvencesiz iş teşvik edilerek, kapitalist üretim sisteminin içinde bulunduğu krizin ağır faturası işçi sınıfına ve geniş halk kitlelerine çıkarılmaya çalışılıyor. Sorunların kaynağı olarak göçmen ve mültecilerin gösterilmesi ise devlet tarafından aşılmaya çalışılan krizin gerçek nedeninin halk tarafından anlaşılmasını gizlemek ve uygulamaya koyduğu politikalara karşı ortaya çıkabilecek direnişleri kırma taktiğinden başka bir şey değildir. Avrupa`daki mülteci sorununun, kendi çıkarları için, emperyalist Avrupa ülkelerinin Orta Doğu`da başlattıkları ve halen destekledikleri savaş politikaları olduğunu düşünürsek, mülteci krizinden hoşnutsuz olan geniş halk yığınlarından gerçekleri gizlemek için, faşist yönelimli politikalara taviz veren ve yaşam hakkı bulmasını sağlayan baskıcı rejimler bizler açısından şaşırtıcı değildir. Almanya`nın başkenti Berlin`de yapılan bu gösteri ve katılım sayısı, hiç şüphe yok ki; hükümete ve ırkçı-faşist partilere ve kişilere hiç beklemedikleri bir tokat niteliğindedir. Almanya’da yaşayan olayların halkı huzursuz ettiği ve Almanya`nın geleceği ile ilgili endişelerin taşındığının ispatıdır.


Kaynak: Avrupa