Avrupa’nın bir çok ülkesinde koronavirüs vaka sayıları yeniden zirve yapmaya başladı. ABD’deki Johns Hopkins Üniversitesi ve Almanya’daki Robert Koch Enstitüsünün (RKI) verilerine göre, son bir hafta içinde 100 binde vaka sayısı sıralamasında 1092 ile Slovenya başı çekiyor. 2 milyon nüfusu olan ülkede bugüne kadar toplam 380 bin kişi koronavise yakalanmış, yaklaşık 5 bin kişi de hayatını kaybetmiş. Slovenya’da aşılama oranı yüzde 54 civarında.
Slovenya’dan sonra 100 binde günlük vaka sayısının en yüksek olduğu diğer iki ülke ise komşuları Hırvatistan ve Avusturya. Günlük insidans bakımından özellikle bir çok Doğu Avrupa ülkesinde yeniden rekorlar yaşanıyor. Birinci dalganın en fazla etkili olduğu Batı Avrupa ülkelerinde ise rakamlar bu kez daha düşük. Hızlı bir yükseliş söz konusu değil. Özellikle İspanya, İtalya ve Portekiz’de insidans oranları düşük seviyede. Yaygın aşılamanın bunda önemli payının olduğu anlaşılıyor. Kıtanın en büyük ülkesi Almanya’da ise günlük vaka sayısı haftaya 32 bin ile başladı. Günlük vaka sayısı geçtiğimiz perşembe günü ise 50 bin ile zirve yapmıştı.
ALMANYA’DA DURUM VE TARTIŞMALAR
Son yedi günün ortalama insidans rakamı ise 312’ye kadar çıktı. Worldometers’in son verilerine göre dünya genelinde ortaya çıktığından bu yana toplam vaka sayısının 250 milyonu, ölü sayısının ise 5 milyonu geçtiği yaklaşık iki yıllık süreçte Almanya’nın payına düşen ise yaklaşık 100 bin ölü ve 5 milyon vaka oldu.
Vaka ve ölü sayısında son haftalarda yeniden yükselişin başlamasının başlıca nedenlerinden birisi 11 Ekim’e kadar ücretsiz olan testlerin ücretli hale getirilmesi. Daha önce isteyen her vatandaş haftada bir kez ücretsiz koronavirüs testi yapabiliyor iken, yaz tatilinden sonra normalleşme yönünde adımlar atan testleri ücretli hale getirdi. Bu aynı zamanda kitlesel test sürecinin bitirilmesi anlamına geliyordu. Bir taraftan pek çok alana ancak “aşılı”, “iyileşmiş” ve “testli” (3G) olanların girebileceği yönünde düzenlemeler yapılırken, testlerin ücretli hale getirilmesi vaka saysında artışın hızlanmasının başlıca nedeni. Bunu fark eden hükümet, gelen eleştirilerin de etkisiyle testleri 13 Kasım cumartesi gününden itibaren yeniden parasız hale getirdi. Vaka sayılarındaki son artışın başlıca nedenlerinden birisi test yapanların sayısındaki artış. Daha önce ekonomik nedenlerle test yaptırmaktan çekinenlerin yeniden test yapmaya başlaması vaka ve insidens sayısının artışında rolü yüksek. Önümüzdeki günlerde de artışın sürmesi bekleniyor.
Vaka sayılarının artışına paralel olarak ölenler ve yoğun bakıma düşenlerin sayısında da artış söz konusu. RKI’nin son verilerine göre son 24 saat içinde 265 kişi hayatını kaybetti. Özellikle hastanelerin yoğun bakım ünitelerinde doluluk oranında artışın olduğu ifade ediliyor. Önümüzdeki ay başlayacak Noel ve ardından yıl başıyla birlikte sayıların artacağı tahmin ediliyor.
ÖNLEMLER KONUSUNDA TARTIŞMA ÇOK
Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde vaka sayılarınıda artış kendisini yeniden güçlü bir şekilde hissettirirken, önlemler konusunda ise yeni bir öneri bulunmuyor. Bunun yerine özellikle aşısızlara yönelik yaptırımlar daha yüksek sesle ifade ediliyor. Avusturya’da aşısızlara gece sokağa çıkma yasağı yürürlüğe girdi. Hükümet tarafından alınan karara göre aşı yaptırmayan veya 6 ay içinde koronavirüs geçirmemiş olanlar gece alışveriş ve acil doktora gitme dışında sokağa çıkamayacak. 1 yaşından küçük aşısızlar kapsam dışında tutuldu. İlk etapta 10 gün boyunca yürürlükte olacak uygulamanın nasıl sonuçlar verdiğine bakıldıktan sonra karar yeniden gözden geçirecek. Avusturya’da halkın yüzde 63,4’ü iki doz aşı yaptırmış durumda.
Almanya’da ise aşısızların toplu taşıma araçlarını kullanmaması gündeme getirildi. Müstakbel koalisyon ortakları SPD, Yeşiller ve FDP arasında sağlanan ve önümüzdeki perşembe günü meclise getirilecek Enfeksiyon Yasası’ndaki değişiklikte, aşı yaptırmayanların toplu taşıma araçlarını kullanmaması yer alıyor. Yine aşının belli meslek grupları için zorunlu hale getirilmesi de öneriler arasında. Yeşiller Partisi, eğitim ve sağlık sektöründe aşının zorunlu olması gerektiğini savunuyor.
SENDİKALAR AŞI ZORUNLUĞUNA KARŞI
Söz konusu alanlarda örgütlü sendikalar ise aşı zorunluğuna karşı. Eğitim ve Bilim Sendikası (GEW) Genel Başkanı Maike Finnern yaptığı açıklamada, “Pandemiyle mücadelede toplumda aşı yapanların sayısını arttırmak ve önlemler almak önemli. Ancak belli mesleklerde aşının zorunlu hale getirilmesine karşıyız” dedi. Almanya’da okullarda öğrenciler ve öğretmenlere haftada üç kez ücretsiz test yapma uygulaması ise aksamadan devam etti.
Öte yandan Birleşik Hizmet Sendikası (Ver.di) Genel Başkanı Frank Werneke de yaptığı açıklamada, sağlık ve kreş gibi alanlarda aşılanma oranının nüfus ortalamasına göre oldukça yüksek olduğunu belirterek, „Şimdi aşı zorunluğu üzerine düşünülüyorsa bu önemli ölçüde daha fazla insanın aşılanmasına değil, insanların işlerinden ayrılmasına neden olur. Bu da bu alanlarda personel eksikliğine yol açar” dedi. Werneke, daha önce aşı zorunluluğu getirilmeyeceği sözü verilmesinden dolayı siyasetin inandırıcılığını da kaybedeceği uyarısında bulundu.
İŞYERLERİNDE ÖNLEMLER ARTIRILACAK, EVDEN ÇALIŞMA YAYGINLAŞTIRILACAK
Almanya’da tartışılan önlemler arasında işyerlerinde önlemlerin sertleştirilmesi bulunuyor. Bu çerçevede işverenlere çalışanların aşı yaptırıp yaptırmadığını öğrenmesinin yolunun açılması planlanıyor. Yasal olarak işverenlerin çalışanlara bunu sorma hakkı bulunmuyor. SPD Meclis Grubu Başkan Yardımcısı Dirk Wiese yaptığı açıklamada, “İşverenin kimin aşı yaptırdığı, kimin yaptırmadığının bilmeye hakkı olması gerekiyor. Buna göre de önlemlerini almalı” dedi.
Ayrıca evden işini yapabilen çalışanların mümkün olduğu kadar işyerine gelmemesi de öneriler arasında. Özellikle Noel döneminde bunun yaygın bir şekilde hayata geçirilmesi bekleniyor.
Gelişmeler koronavisle mücadelede Almanya’nın ciddi bir mücadele yürütmediğiniz gösteriyor. Kısa bir süre önce önlemlerin kaldırılmasını ve normal hayata dönüşün tartışıldığı Almanya’da, rehavet insidansın pik yapmasına neden oldu. Bu nedenle tedbirler elden bırakılmadan, ücretsiz yaygın testler ve aşılama vaka ve ölüm sayılarını azaltabilir.
Genel olarak kıta Avrupa’sında normal hayata dönüş ise şimdilik uzak bir olasılık olarak görünüyor. Dünya Sağlık Örgütü, “Dördüncü Dalga” olarak ifade edilen günümüzdeki artışları aşılama sayılarına ve önlemlerin gevşetilmesine bağlıyor. Aşı yaptırmayanlara karşı ayrımcılık ise hız kazanacak gibi görünüyor. Aşı yaptırmayalara karşı izlenen ve izlenecek düşmanca yaklaşımlar ise sadece toplumsal bölünmeyi derinleştirir ve bundan nemalanan aşırı sağcı çevrelerin işine yarayabilir.
AVRUPA’DA NÜFUSUN ÖNEMLİ BİR BÖLÜMÜ AŞILANDI
Genel olarak Avrupa genelinde aşılı olma ve olmama üzerinden toplumsal bölünme ise derinleşiyor. Avusturya’da uygulamaya konulan, bir çok ülkede de tartışılmaya devam edilen aşısızlara karşı önlemler önümüzdeki dönemin en önemli gündemlerinden birisi olacak gibi görünüyor. Aşı yapmanın korona olunmayacağı anlamına gelmediği bilimsel olarak ortaya konulduğu için, tek başına herkesin aşı olması da sorunu çözmeyecek gibi görünüyor. Aşı asıl olarak ölümleri azaltıyor.
Resmi verilere göre Almanya’da nüfusun yüzde 67,5’i tam aşı olurken, bu oran Fransa’da yüzde 68,7, Danimarka’da yüzde 76,1, İngiltere’de 67,4, Portekizde yüzde 87,6, İspanya’da 80,1, İtalya’da yüzde 72,5, Finlandiya’da yüzde 71,4, İsveç ve Norveç’te yüzde 69’ar, Belçika’da yüzde 74.
Birçok ülke özellikle yaşılara üçüncü doz aşının yapılmasını başlattı. Keza çocuklarda da aşılama oranları artıyor.
BAZI AVRUPA ÜLKELERİNDE ÖNLEMLERİN DURUMU
AB genelinde önlemler ve aşılamalar konusunda pek çok farklılık var. Avusturya aşı yaptırmayanlara gece sokağa çıkma yasağı başlatırken, bazı ülkelerde ise aşı zorunluluğu tartışılıyor.
FRANSA:
Fransa eylül ayında sağlık, kurtarma ekipleri, itfaiye ve eczane çalışanlarında aşı zorunluluğu getirmişti. Bu sektörlerde aşı yaptırmayanların işten çıkarılması söz konusu. Basında yer alan haberlere göre söz konusu sektörlerdeki 2,7 milyon çalışandan 3 bini aşı yaptırmaya karşı çıktığı için işten çıkarıldı. Bar, lokanta, müze, konser girişlerinde de aşı ya da test zorunluluğu talep ediliyor. Fransa’da testler paralı.
İTALYA:
Birinci dalganın en fazla etkili olduğu ülkelerin başında gelen İtalya’da son verilere göre son yedi günlük insidans oranı 63. Bunda sert önlemler ve uygulamaya kunulan “Yeşil Kimlik”in etkili olduğu ifade ediliyor. İtalya’da işyerlerinde, trenlerde, sinema ve spor salonlarında, bar ve restorantlarda aşı ya da test zorunlu. “Yeşil Kimlik” aşı olanlara ve korona geçirenlere veriliyor. Testler ise paralı. Sağlık çalışanları mart ayından bu yana aşı yaptırmak zorunda.
İSPANYA VE PORTEKİZ:
Avrupa genelinde aşılama oranının en yüksek olduğu İspanya ve Portekiz’de ise indisans 44 ve 68. Her iki ülkede bir çok alanda korona önlemleri kaldırılmış durumda. Toplu taşıma araçlarında maske zorunluluğu devam ediyor. Ayrıca bar ve restorantlarda aşı ve test (2G) zorunluluğu devam ediyor. Aşısızlar testle giriş yapmak zorunda.
(Kaynak: Evrensel)
Kaynak: Avrupa