ATİK Konseyi Üyesi Metin Akçiçek, bir şeyi hatırlatıyor: ATİK’e yönelen saldırılar… Bilindiği üzere 15 Nisan’da ATİK’lilere yönelik bir operasyonlar dalgası başlamış; 13 kişi tutuklanmıştı. Ardından Avrupa’nın değişik merkezlerinde bu konuda eylemler düzenlendi. Akçiçek, bu eylemlerde bir birlik oluşmuş olsa da, HDP ruhuyla bir sahiplenmenin sağlanamadığı eleştirisinde bulunuyor. ATİK saldırıları, oldukça önemli. Ardından AGİF’e geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen komployla birlikte düşünüldüğünde, Türkiyeli devrimci örgütlere yönelik bir komplo sürecinin başlangıcı gibi görülebilir. Ayrıca Türkiye’yle ortak yapıldığının düşünülmesine neden olacak çok sayıda done de var. Zira operasyonlarda adı geçen TKP/ML, Avrupa’da ‘terör örgütleri listesinde’ değil. Ancak dava sürecinde örgüt, bir terör örgütü olarak lanse ediliyor; tutuklananlar, TKP/ML ile ilişkili olmakla suçlanıyor. Anayasayı Koruma Örgütü’nün yeni raporunda TKP/ML’nin de bu listeye alınması ve kriminalizasyon dalgasının ATİK’e bağlı derneklere yönelmesi ihtimali mevcut. Bu da bir mücadele gündemi. Akçiçek, ATİK operasyonlarının demokratik siyaset yapma hakkına saldırı olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Operasyonlar ardından demokratik kurumlar, bize güçlü bir destek sundu. Bunun ilerletilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Aksi takdirde daha kapsamlı saldırılar yapılabilir.” Akçiçek’in bir başka hatırlatması ise oldukça önemli: Tutsak alınanlardan Müslüm Elma, Türkiye hapishanelerinde gördüğü işkenceler neticesinde ciddi hastalıklara yakalanmış durumda. ATİK öncülüğünde 23 Mayıs’ta, Müslüm Elma’nın kaldığı Kempten Cezaevi önünde bir eylem gerçekleştirilecek. ATİK, bütün demokratik kurumları, çevreleri, bu eyleme HDP ruhuna yaraşır bir birlikle destek vermeye çağırıyor.