HANAU’DAKİ IRKÇI KATLİAMI KINIYORUZ!
Almanya’nın Hessen Eyaleti’ne bağlı Hanau kentinde, 19 Şubat Çarşamba akşamı saat 22.00 sıralarında, göçmen ve mülteci gençlerin gittiği iki nargile kafeye silahlı saldırı düzenlendi. Saldırılarda farklı milliyetlerden birisi kadın, 9 kişi yaşamını yitirirken, çok sayıda insan yaralandı. Basının verdiği bilgilere göre, yaşamını yitirenlerin arasında Kürdistan, Türkiye, Polonya, Romanya ve Bosna kökenli gençler var…
Olayın akabinde polisin, olayın zanlısı olarak belirlediği kişinin evine yaptığı baskında, zanlıyı ve yanında 76 yaşındaki annesini de ölü olarak buldu. Zanlının bıraktığı mektupta “Almanya’da bazı halkları kovmak için artık geç kalındığından, onları yok etmek gerekir’ yazdığı kaydedildi.
Almanya’da uzun yıllardır sağcı-faşist partiler açık ve gizli şekilde örgütlenmesine rağmen, devlet hiç bir şekilde dokunmamıştır. Bu faşist çetelerin, göçmenlere ve göçmenlerin haklarını savunan politikacılara yönelik saldırı hazırlığı içinde oldukları ve X günü için çalıştıkları defalarda basına yansımıştı. X günü, yani iktidarı ele geçirecekleri gün için silahlı ayaklanma hazırlığı içinde oldukları bilinmekteydi. Son olarak Halle’deki Sinagog saldırısında bu net bir şekilde ortaya çıkmıştı. Ayrıca kısa süre önce yapılan ev baskınları ve gene Combat 18 örgütünün ele geçirilen belgelerinde bunlar bir kez daha ispatlanmıştır. Almanya’da son yıllarda göçmenlere yönelik sağcılar tarafından yüzlerce saldırı olmuştur. Bunların bir çoğu münferit olay olarak yansıtılmış, üstü kapatılmıştır.
Hanau’daki Irkçı Katliam, Münferit Bir Olay Olmayıp, Sorumlusu Alman Devletidir;
Saldırının basına yansımasıyla birlikte, Alman Devlet yetkilileri timsah gözyaşları dökmeye başlamışlardı bile… Ancak bu saldırının münferit bir olay olmadığının, sorumlusunun Alman Devleti olduğunun bilincindeyiz… Avrupa’da yükselen sağcı, ırkçı örgütlerin bizzat devletler eliyle beslendiği, bunun başını Almanya’nın çektiği, Alman polis teşkilatı içinde nazilerin bulunduğu, bu tür saldırı davalarına bakan hakim ve avukatlara dahi tehdit mektuplarının geldiği çok kez basına yansıyan haberler arasında yer aldı… Almanya Halle’deki Sinagoga yönelik saldırı ve Kasel’deki politikacının öldürülmesinin üzerinden de çok zaman geçmedi.
Demokratik haklara yönelik saldırılar ve toplumsal hoşnutsuzluklar sonucu oluşan toplumsal muhalefeti bölüp parçalayarak bastırmak için, çoğu kez devletlerin başvurduğu yöntemdir ırkçı, faşizan politikaların yaygınlaştırılması. Özellikle göçmen mültecilerin sürekli basından teşhir edilmesi bunun önemli sebeplerindendir. Göçmen mültecilerin geldikleri ülkelere geri gönderilmesi gerektiği üzerinde kamuoyu oluşturulmaya çalışılmaktadır uzun zaman. Bugün Almanya’da da sürekli göçmen ve mülteci yasalarında yapılan değişikliklerle, mültecilere yönelik ırkçı, ayrımcı politikalar üzerinden beslenen sağcı, ırkçı örgüt ve kurumlar, tarihler boyudur olduğu gibi bugün de Alman devleti eliyle beslenmektedir. Dolayısıyla bu katliamın sorumlusu da Alman Devletidir.
Susmuyoruz, Sessiz Kalmıyoruz!
ATİK olarak bir kez daha katliama sessiz kalmayarak, faşizmin yükselen ayak seslerine ve ırkçılığa inat, sınıf kardeşliğini ve dayanışmayı büyütmek için anti faşist, anti kapitalist herkesi sokağa, sesini yükseltmeye çağırıyoruz… Ayrıca katliamda yaşamlarını yitirenlerin acılarını paylaşıyor, yaralılara acil şifa temenni ediyoruz!
Irkçılığa, faşizme ve her türden gericiliğe hayır!
Irkçı-faşist partiler yasaklansın!
Kaynak: Avrupa