AVUSTURYA |24.05.2017| Avusturya Türkiyeli İşçiler ve Gençlik Federasyonu’nun (ATİGF) Manchester katliamına dair kınama mesajı şu şekilde:
”EMPERYALİZMİN KONTRA ÖRGÜTÜ GENE EMEKÇİLERİ VURDU; ACILARINI VE ÖFKELERİNİ PAYLAŞIYORUZ, HESABI İÇİN BİRLİKTE MÜCADELE EDİYORUZ!
23 Mayıs gecesi İngiltere’nin Manchester şehrinde düzenlenen bir konserin çıkışında adı Salman Abedi olarak tespit edilen İŞİD militanı üzerindeki el yapımı bombayı konser salonunun avlusunda patlatarak aralarında çocuklarında bulunduğu 22 kişiyi öldürerek, 59 kişiyi yaralamıştır. Olayın ertesi günü Routers Haber Ajansı’nın açıklaması ile saldırıyı İŞİD’in üstlendiği bilgisi verilmiştir. Bundan birkaç yıl evveline kadar kimsenin adını bilmediği İŞİD (ISIS), ilk olarak faşist Türk devleti ve Müslüman Kardeşler ülkelerinin desteği ile kendisini Libya’nın Bingazi şehrinde gösterdi. Çok geçmeden ise Kürt ulusal mücadelesinin kazanımlar sağladığı coğrafyalarda adı duyulmaya başlandı. Geçtiğimiz bir yıl zaman zarfında ise önce Fransa’da yaşananlarla, sonrasında Belçika’da ki katliam girişimiyle ve en son olarak Manchester’daki patlama ile adını duyuyoruz. Suriye Kürdistanı’ndaki cephaneliğini kaybettiği sırada kimse İŞİD’in eline bu modern ve yeni silahların nasıl geçtiğini araştırmadığı ve birçoğunun Avrupa ve ABD menşeili olduğunun açıklanmasını egemenler unutsa da biz halen hatırlıyoruz. Tam bu olayların üstüne ise İŞİD’in AB ülkelerini hedef alma iddiası ile AB’de bulunan emekçi halkı hedef tahtasına koyduğuna tanık oluyoruz. AB emperyalistleri kendileri için sağlanmış güvenlik içinde evlerinde rahatça yaşarken, Avrupalı emekçiler egemenlerin yarattığı bu kontra örgütün saldırılarında öldürülmektedir. Diğer yandan ise aynı egemenler saldırıları bahane gösterip hiç alakası olmayan mültecilere ve göçmen emekçilere ırkçılık rüzgarları örgütlemektedir. Defalarca Türkiye üzerinden vize alarak geldikleri ispatlanan İŞİD militanları ve saldırıları birçok emekçinin hayatına mal olurken Avrupa’da egemenler bunu aşağı yarım kürede savaş ilan etme bahanesi olarak görmektedir. Kendi yarattıkları canavara verdikleri kurbanları, kendi işgal ve saldırı iştahlarına bahane etmektedir. Ancak halen İŞİD örgütlenmesine karşın Avrupa’da birçok ülke bir şey yapmamaktadır. En son Avusturya’dan İŞİD’e katıldıkları bilinen kişilerin bu faşist örgütle nasıl tanıştıklarının üstüne gidilmemesi bunun en basit ispatıdır.
ÖLEN BİZİZ, O ZAMAN MÜCADELE EDEN DE BİZ OLACAĞIZ!
İŞİD saldırıları ile hem Avrupa’da hem Türkiye’de, hem de Kürdistan coğrafyasında biz emekçiler öldürülmekteyiz. Diğer yandan İŞİD tehlikesi bahane edilerek sıkılaştırılan sınır güvenliğinde ise yüzlerce mülteci öldürülmektedir. Türkiye, Suudi Arabistan ve diğer Müslüman Kardeşler ülkeleri üzerinden vizelerle Avrupa’ya gelen İŞİD örgütlenmesi Avrupa egemenlerinin göz yumması ile burada kendisine zemin bulurken, bu ve benzeri faşist örgütlenmelere karşı politik mücadele veren anti-faşistler ise fişlenmekte, darp edilmekte ve hatta sebepsiz şekilde “Terörle mücadele” bahanesi ile tutuklanmaktadır. Avusturya’da bile Diyanet camileri üzerinden İŞİD’in örgütlendiği bilinirken bu konuda hiçbir mercinin üstüne gidilmezken başka Avrupa ülkelerinde Kobane’de İŞİD’e karşı savaşan anti-faşistler yargılanmaktadır. Almanya’da tutuklu bulunan 10 arkadaşımızın dava dosyalarında “Rojava’da İŞİD’e karşı savaşmak” terör suçlamasına bahane edilmektedir. Kendi yarattığı canavar ödevlerini yaparken Avrupa egemenlerinin de kendi çıkarlarından başka bir şey kollamayacağı kesindir. Avrupa’da da İŞİD’e karşı mücadele vermek, bu faşist örgütlenmenin kullandığı kanalları teşhir etmek, her türden eylem ve hareketini engellemek gene emekçi halkın ve anti-faşistlerin ödevi olmaktadır. Buradan yapılan saldırıyı lanetlerken, İŞİD ve türevi faşist organizasyon ve örgütlerle mücadelemize devam edeceğimizi deklare ederiz. Ölen her bir emekçi; dili, dini, milliyeti ve etnik kökeni gözetmeksizin gene bizim insanımızdır, gene biziz!
AVUSTURYA TÜRKİYELİ İŞÇİ VE GENÇLİK FEDERASYONU”
Kaynak: Avrupa