Almanya’nın (Hanau) şehrinde, yapılan ırkçı-faşist saldırıyı nefretle kınıyoruz!
19 Şubat (Çarşamba) akşamı, Almanya’nın Hanau kasabasında göçmenlerin yoğun olarak gittiği, iki ayrı nargile kafeye yapılan ırkçı-faşist saldırıda; aralarında Kürt kökenli göçmenlerin de bulunduğu, dokuz kişi hayatını kaybetti. Aşırı sağcı ve ırkçı geçmişiyle bilinen saldırgan, annesi ile birlikte evinde, ölü olarak ele geçti.
İnsanlığın en büyük düşmanı olan ırkçılık ve ayırımcılık, yeni saldırı biçimleriyle, devreye konulmuş bulunuyor. Geçmiş tarihi süreçten bu yana, hiçbir zaman egemenlerin söylem ve eylemlerinden düşmeyen ırkçı ve ayrımcı politikalar; adeta bir can simidi olarak, kullanılarak günümüze dek, devam ediyor. Emperyalist, kapitalist sistem yaşadığı ekonomik, politik ve sosyal krizleri atlatmanın bir yolu olarak, bütün tarihi kesitlerde; yaptığı ırkçı, kutuplaştırıcı ve saldırgan siyasetiyle topluma göz dağı vererek, faşist-ırkçı parti ve örgütleri iktidara taşımıştır.
Özellikle 2016’dan bu yana ırkçı parti ve örgütler; Avrupa’nın birçok ülkesinde parlamentolarda temsiliyet hakkı kazandılar, bazı AB ülkelerinde ise, hükümet ortağı oldular. Almanya’da ise ilk defa ırkçı AfD 24 Eylül 2017’de yapılan federal seçimlerde yaklaşık olarak, 6 milyon seçmenin desteğini alarak, yüzde 13,3 gibi, yüksek bir oy oranıyla parlamentoya 87 milletvekiliyle girmiş oldu. Kuşkusuz günümüzde ırkçı ve faşist partilerin bu kadar güçlenmesi bir tesadüf değildir. İçinde bulunduğumuz konjonktürle sürecin siyasal ürünü olarak geliştiler. Bu anlamda, 2011 yıldan bu yana Ortadoğu (Suriye’de) kesintisiz devam eden emperyalist paylaşım savaşı ile birlikte, egemen güçler kendilerine yeni sömürü ve kar paydaları yaratırken; ezilen halkların payına da ölüm, yoksulluk, işsizlik, yerinden ve yurdundan göç etmek düştü. Yıkıcı savaşın mağdurları kitlesel göç halinde, emperyalist ülkelerin kapılarına dayanınca, Avrupa ülkelerinde faşist parti ve örgütler, yaşanan insanlık trajedisini ırkçı amaçları için politik araç haline getirtirler. Gelinen aşamada insanlık düşmanı bu ırkçı, faşist parti ve örgütler emellerini gerçekleştirmek için çalışıyorlar.
Almanya’da AfD partisi ise, ırkçı hayallerini gerçekleştirmek için her daim göçmen halkları hedefe koyarak politika yapmaktadır. Ortaya saçtığı zehirli siyasetiyle, halkaların birlikte ve barış içinde yaşamasını; kin ve nefret tohumlarıyla besleyerek, düşmanca ayrıştırmaktadır. Irkçı AfD’nin güçlenmesine ve büyümesine ön ayak olan egemen sınıflardır. Geçmişten günümüze kadar faşist, ırkçı parti ve örgütleri bağırlarında korudular, beslediler ve büyüttüler. Bütün ırkçı saldırılar görmezden gelinerek adeta tolere edildiler. Yapılan ırkçı saldırılara karşı açılan davalar ya düşürüldü ya da az ve komik cezalarla geçiştirildiler.
Egemenler ırkçı parti ve örgütleri her dönem arka bahçesinde tuttular, zamanı gelince sahneye sürdüler. Bunun içindir ki günümüzde ırkçı faşist AfD gibi, partilerin program ve söylemlerini ‘‘Popülistlik, Aşırılık’’ gibi tanımlamalarla kitlelerin bilincini bulandırmaya çalışıyorlar. Egemenlerin yaptığı bu manipülatif söylemlerle, bu parti ve örgütleri ideolojik kökünden kopartarak üstünü örtmektedirler. Yine Irkçı saldırıların içini boşaltarak faşizmin insanlığa karşı işlediği suçlarını hafifletiyorlar. Bu vesileyle, ATİF olarak, faşist saldırıyı kınıyor, anti-faşist, anti-emperyalist, yerli ve göçmen kurumlarını birlikte mücadeleye çağırıyoruz.
TÜM IRKÇI-FAŞİST PARTİ VE ÖRGÜTLER DERHAL YASAKLANSIN!
KAHROLSUN FAŞİZM, IRKÇILIK VE HER TÜRDEN GERİCİLİK!
ATİF (Almanya Türkiyeli İşçiler Federasyonu)
Kaynak: Avrupa