Home >> Haberler >> Avrupa >> ARTIK YETER SİZİ HIRSIZLAR SİZİ*

ARTIK YETER SİZİ HIRSIZLAR SİZİ*

FRANSA  | 08.02.2019| Merak edilen sorular giderek cevabını bulmaya başladı, 17 Kasım’da başlayan “Sarı Yelekliler” hareketinin evrileceği nokta, kendi içindeki çeşitliliğe bağlı olarak ortaya çıkmaya başladı. Elbette dile getirilen istemler ve sokakta verilen mücadele hem fransız hem de göçmen emekçilerin mücadele belleğine önemli tecrübeler kattı. Alanlara çıkıldığı ilk günden beri, “Sarı Yelekliler”in yapısından kaynaklı fransız işçi sınıfı ve sendikalarla buluşması oldukça sancılı bir hatta ilerledi. Bir çok örneğini ATİK taraftarları olarak katıldığımız eylemlerde bizzat yaşadık. Yapılan eylemlerde “sol” kitle örgütleri, sendikalar ve partilerin söylemlerini ve önerilerini uzun bir süre dinlemeyen ve dikkate almayan bir yaklaşım mevcuttu. İşte bugün “Sarı Yelekliler”in evrildiği noktanın temelinde de bu yaklaşımın ağırlıklı bir rolü var. Macron’un yaptığı açıklamalar ve vaatler pekte azımsanmayacak sayıda sarı yelekliyi sokaktan evine döndürdü. Yine eylemlerin uzaması, polis şiddeti belli oranda insanı etkiledi. Sadece akaryakıt zammına tepki olarak biraraya gelindiği algısına sahip olanlar ise çoktan sokağı terk etti. Şimdilerde devam eden eylemler ise daha da politikleşmiş bir karakter ortaya koymaya başlamış durumda. Evrilen nokta olarak şunu söylemek yanlış olmayacaktır; ikili bir tavır ortaya çıkmıştır. Birinci tavır; yapılanı yeterli gören ve sokağı bırakan, “Sarı Yelekliler”in o çok bahsedilen “özü büyük ölçüde taşralı, ortalama kırk yaşlarında, yaklaşık asgari ücretli bir işe sahip, Fransa’daki eski bir tabirle “aşağı Fransa” halkı”, ilk ortaya çıktığı anda sayıları hiçte küçümsenmeyecek olanların tavrı. İkinci tavırsa, harekete müdahale etmede geciken, bundan dolayı harekete yön vermede ilk anlarda eksik kalan “sol cenah”ın tavrı. Bu tavır bugünlerde kalan “Sarı Yelekliler”i de içine alarak taleplerini sokakta dile getirmeye çalışanların tavrıdır. “Sarı Yelekliler”in ayrışma yaşadığı, bu harekete devam etmek isteyenlerin politik çevrelerle buluşması gerekliliğini anlayan kesiminin evrildiği noktadır bugün yaşananlar. Bunun pratik adımı ise 5 Şubat tarihinde CGT (Genel-İş Sendikası) tarafından çağrısı yapılan ve talepleri arasında asgari ücret ve sosyal yardımların arttırılması, bir vergi reformu, kamu hizmetlerinin geliştirilmesi olan Genel Grev’e ilişkin “Sarı Yelekliler”in katılmasıdır. Hareketin başlatılmasında etkili olan şoför Eric Drouet, greve katılma ve “tam bir blokaj” çağrısında bulundu. Bu çağrı tüm “Sarı Yelekliler” içerisinde etkili olmasada, alanlarda bu hareket ile fransız işçi sınıfının giderek daha da kaynaşmasına engel olmaya çalışanlara karşın ileri bir adım olarak düşünülmelidir. Devlet yetkililerinin engellemeye çalıştığı bu birliktelik doğru bir şekilde tesis edildiğinde, mücadelenin seyride artacaktır.

MACRON 2019’a HIZLI GİRDİ

Seçim döneminde estirilen bir rüzgar ile “altın çocuk” Fransa’yı kurtaracak algısı yaratılan, Fransa tarihinin en düşük katılımlı seçimlerinin birisi ile iktidara gelen Macron, seçilmesinin hemen ardından yaptığı konuşmalar, çıkarttığı ve çıkartmak istediği yasalarla kimin hizmetinde olduğunu çok geçmeden bilmeyen ve yanılan fransız halkına gösterdi. Sürekli kendisinden önceki başkanları ve hükümetleri hedef göstererek, bugünün “kara tablosu”nun onların eseri olduğunu anlatmaya çalışıyor. Tüm bu manevralara rağmen yapılan kamuoyu araştırmalarında kendisine oy veren kesimin içerisinde bile ciddi bir düşüşte olduğu görülüyor. “Sarı Yelekliler”in talepleri karşısında yenilgiye uğradığını düşünen Macron, 2019 yılının ilk yasasını işsizlerin sosyal haklarını kısıtlayarak  2019 yılının emekçilerle bir savaş yılı olacağının sinyallerini verdi.  İşsizlik kurumu (Pole emploi) danışmanı ile bir randevuya gitmeme durumunda işsizlik listesinden 1 ay silinecek ve işsizlik parası ile diğer sosyal haklarından mahrum bırakılacak, iki randevu kaçırıldığında iki ay, üç randevu kaçırılırsa ise işsiz 4 ay işsizlik listesinden silinecek. Beklenen bir diğer yasa ise  gösterileri izinsiz yapanların, yüzlerini kapayanların ve şiddet eylemlerine başvuranların sert şekilde cezalandırılmasına yönelik yeni bir yasa. Şimdiden dillendirilen bu yasaya ise tepkilerde dile getirilmeye başlandı.

ARTAN YOKSULLUK

Ülke kamuoyunda tartışılan bir diğer meselede artan yoksulluk. Yapılan araştırmalara göre 9 milyon fransız yoksulluk sınırının altında yaşamak durumunda, 6 milyon işsiz var. Sokakta yaşayan ve evsiz olanların sayısı hiç te küçümsenmeyecek durumda. Hal böyle iken, Macron kendisine yapılan “zenginlerin başkanı” ve “fakirin cebinden alıp, zengine veren” tanımlarının hakkını vermeye devam ediyor. 700 bin kişinin imza vermesi ile herhangi bir konuda referanduma gidilmesinin talep edilebildiği Fransa’da, Macron zenginlerin daha fazla vergi ödediği “servet vergisi” hariç herhangi bir konunun referandum konusu yapılabileceğini söyledi. Bu vergiyi kendisinin kaldırdığını da belirtelim. Bugünlerde çeşitli gazetelerde Cumhurbaşkanı Macron ile Başbakan Edouard Philippe için hırsız yakıştırmaları yapılıyor. Emekçilerin üzerindeki vergiler arttırılırken zenginlerin vergiden muaf tutulması için elinden geleni yapan Macron’a bir tepki söylemi olarak öne çıkıyor.

Bu yılında Fransa’da oldukça hareketli geçeceği, sokakların belirleyici olacağı aşikar. Sendikaların, “sol” kitle örgütü ve partilerinin “Sarı Yelekliler”i ve onların istemlerini yok saymadan, alanlarda birlikte mücadele etmenin olanaklarını yaratması durumunda mücadele daha da büyüyecektir.

 

*Jean ORTIZ – Humanite Gazetesi

 


Kaynak: Avrupa