Haber Merkezi | 18.01.2019 | 129 gün süren belirsizlik ve politik krizin ardından, geçtiğimiz hafta sonu varılan anlaşmaya çarşamba günü Sol Parti’nin de katılmasıyla Sosyaldemokrat İşçi Partisi, Merkez Partisi ve Liberaller’in de desteğiyle bugün yapılan başbakanlık oylamasında hükumeti kurabilecek çoğunluğu elde ederek ülkeyi yönetmeye devam edecek. Elde edilen desteğe rağmen bakanlıklar Sosyaldemokrat İşçi Partisi ve Doğa Partisi arasında bölüşülecek.
Irkçı İsveçdemokratları’nın üçüncü büyuk parti olması ve milletvekili sayısını arttırması yaygın olan tabirle ”sol” ve ”ittifak” blokları partilerini zor duruma düşürmüştü. Her iki blok arasında sayısal olarak yalnızca bir milletvekilinin fark etmesi ve İsveçdemokratları’nın tekrar seçime gitmekte ısrarcı olması politik gündeme bloklararası ittifakı, yani koalisyon hükumetini gündeme getirmişti. İsveç seçimlerine çok uzun zamandır yön veren iki bloklu siyaseete bugün itibariyle son verilmiş gibi gözüküyor. Çünkü liberal-muhafazakar Moderatlar ile Hristiyandemokratları, Merkez Partisi ve Liberaller ile ittifaklarının sona erdiğini açıkladılar. Diğer yandan sol blok olarak bilinen Sol Parti, Sosyaldemokrat İşçi Partisi ve Doğa Partisi ittifakı da Sol Parti’nin hükümetin dışında tutulmasıyla sona erdiği söylenebilir. Çünkü merkezi bir koalisyonun kurulması için yeterli sayıya ulaşamayan Sosyaldemokrat İşçi Partisi Sol Parti’nin desteğini almak zorunda kaldı. Ne var ki Liberaller ve Merkez Partisi, Sol Parti’nin kesin olarak hükümette söz sahibi olmaması şartıyla kendilerine hükumeti kurmada destek vereceklerini açıkladılar. Bu şartın yanısıra 70 maddelik şartların kabul edilmesi de gerekiyordu. Nitekim başbakan Löfven her iki tarafla anlaşarak hükumeti kurmayı başardı. Önümüzdeki hafta bakanlıkların açıklanması bekleniyor.
‘Sol Parti yönetimi kendi kitlesine rağmen destek verdi’
Merkez Partisi’nin ve Liberaller’in Lövfen’le vardıkları anlaşmanın ardından gündem Sol Parti’nin takınacağı tavra odaklandı. Bu durumda önemli bir koz elde eden Sol Parti, kendi parti kitlesinin muhalefetine rağmen merkezi hükumete onay vermeyi tercih etti. Geri dönüşü sosyalist devrim olmadan imkansız olan en temel demokratik ve ekonomik haklar 70 maddelik anlaşmanın haricinde muhafazakar-liberal bütçenin de onaylanmasıyla beraber ciddi anlamda değişecek. İsveç’teki devlet kapitalizmi anlayışının son günlerini yaşadığı ve giderek çözülmeye gideceği öngörülüyor. Bu anlamda Sol Parti üyeleri böyle bir hükumetin kurulmasına destek verilmemesi gerektiğine dair bir imza kampanyası başlatmış ve binlerce insan bu kampanyaya katılarak tepkilerini dile getirmiştir. Sol Parti merkezi yönetim kurulunda ise ezici oy çokluğuyla destek olunması gerektiğine dair tavır belirleyerek reformist, yanaşmacı ve bastoncu tavrıyla kendine yakışanı yapmıştır. Oluşan tepkilere karşı açıklama yapan parti başkanı Sjöstedt, ”politikamıza ters bir uygulama sözkonusu olursa hükumeti düşürürüz” tehdidinde bulunmuş fakat bunu gerçekleştirebilmek için Moderatlar ve Hristiyandemokratları’nın yanısıra faşist İsveçdemokratları ile birlikte hareket etmesi gerekeceğini belirt(e)meyerek içi boş açıklamalarda bulunarak aciz duruma düşmüştür.
‘Sendika üyeliğine ek ücret, serbest kira piyasasına onay ve işçiye tehdit’
Onaylanan bütçe planı ve 70 maddelik anlaşma İsveç halkına zor bir süreci dayatmaktadır. Üzün süreli hasta yazılan işçiler, işsizler ve mülteciler gibi toplumun en yoksul kesimlerini oluşturanlara aldıkları ücrette sınırlamaya gidilecek. Sendikaya üye olan işçilere ödenen sendika üyeliği ücreti artık tamamen işçilerin cebinden çıkacak, böylece gittikçe pasifleşen sendikalardan işçiler tamamen koparılarak (İsveç dünyada sendika üyeliğinin en yoğun olduğu ülkelerin başında geliyor) örgütsüz bir toplum yaratmayı kolaylaştıracak bir karar alınmış oldu. Polis teşkilatına ek 2 milyar İsveç Kronu, savunmaya da ek olarak 3.9 milyar İsveç Kronu bütçe ayrılacak. İşsizlik kurumunda değişikliğe gidilerek işlevsizleştirilecek ve iş arayanlar taşeronlara başvurmak zorunda kalacak. Bu kuruma ayrılan bütçeden 2.9 milyar Kron düşülecek. Kurumun bu duruma karşı küçülmeye gideceği ve 4500 memurun doğrudan işinden olabileceği İşsizlik kurumu tarafından açıklandı. Devlet müzelerine ücretsiz ziyaret kaldırılarak giriş ücreti alınacak, bu kararın devlete ek 80 milyon Kron gelir sağlayacağı öngörülüyor. İşverenler artık en ufak bir bahaneyle kadrolu çalışanlarını işten çıkarabilecek. Bu karara göre, yaşından dolayı istenen verimi sağlayamayan bir işçi, işe başladığı tarih gözetmeksizin işten çıkartılabilinir.
Politik krizin özünde ekonomik bir krize karşı oluştuğu, liberalleşmenin ve alınmak istenen önlemlerin buna yönelik gerçekleştiği bizce bilinen ve gizlenmek istenen bir gerçek. 29 milyar Kron’un kayıp olduğu, AB içindeki sıralamada ülkenin kişi başı GSMH’nın sonuncu sırada yer alması gibi konular olası bir ekonomik patlamanın ön ayaklarıdır. Yeni hükumetin istikrar sağlayamayacağı, her an düşme ihtimalinin olması borsayı da ciddi anlamda etkileyecektir. Serbest kira piyasasının ve yapılanmanın önü açılarak az da olsa düşürülen ücretler tekrar yükselecektir. Böylece maaş vergisinden 30.000 kron brüt maaş kazanan bir işçiye verilen 300 kronluk ek net gelir de farklı yollarla geri alınmış oluyor.
Kaynak: Avrupa