Hamburg|17.09.2018| Hamburg’ta ”68 Hareketi’nin 50. yılında Yılmaz Güney’i Anıyoruz” teması ile Yılmaz Güney anıldı. Dün (16.09) gerçekleşen gece belirlenen saatte (15:00) başladı. Saygı duruşu ve açılış konuşması ile başlayan anma etkinliğinde Nisan Sanat Topluluğu’nun ”68 Başkaldırışı Destanı” temalı kültürel çalışması ile başladı.
Kitlesel katılımlı gerçekleşen gece de salonu dolduran kitlenin beğeni ile takip ettiği kültürel aktivite de halk oyunları , tiyatral gösterim , şiir yer aldı. Daha sonra ATİF Hamburg bünyesinde sanatsal çalışmaları ile tanınan grup Cemre sahne aldı. Seslendirilen marşlar ve ezgiler de katılımcıların beğenisini topladı. Video gösteriminde 68 hareketine atfen görüntülere yer verildi. Grup Cemre’nin ardından programa ara verildi. Arada salonda bulunan Partizan standı da kitlenin ilgisini çekti. Aranın ardından Program ikinci bölümü ile devam etti.Programda yer alan ama faşist T.c devletinin son süreçteki artan baskı politikalarınında görüldüğü gibi Mukaddes Erdoğdu Çelik ‘e yurtdışına çıkışına izin verilmemesi sebebiyle etkinliğe katılamadı. Gönderdiği video mesajı ile etkinliğe katılanlara duygu ve düşüncelerini aktırdı.
Etkinlikte ATİF Hamburg adına bir konuşma gerçekleştirildi.
ATİF temsilcisi ; ”Komünün topraklarında “Tüm İktidar Hayal Gücüne” sloganlarıyla başlayan 68. devrimci hareketinin 50. yılında devrimci sanatçı Yılmaz Güney’i bir kez daha anarken hepinizi Avrupa Türkiyeli İşçiler Federasyonu-ATİF- adına 68’in devrimci coşkusuyla selamlıyoruz” diyerek sözlerine başladı. Yapılan konuşmada dikkat çeken bölümler şunlardı; ”ABD’nin Vietnam saldırısı, Fransa’nın Cezayir kurtuluş mücadelesini bastırmak için uyguladığı vahşet, Çin’de büyük kitlelerin ayağa kalktığı Büyük Proleter Kültür Devrimi ve dünyada bir çok devrimci harekete esin kaynağı olan Che Guavera’nın Bolivya ormanlarında öldürülmesi 50. yılını geride bıraktığımız ve tüm dünyayı sarsan o muhteşem kalkışmayı tetikleyen ana olgulardı.
Bugün , Dünyanın bir çok bölgesinde süren savaşlar, bir yandan muazzam zenginliklerin tek elde biriktiği gerçeklik karşısında kitlesel açlıkların yaşandığı coğrafyalar, yeterli gıdaya, temiz suya, barınacak sağlıklı bir ortama sahip olmayan yüz milyonların varlığı, kendilerine güvenli bir yaşam alanı bulmak için yollara düşen milyonlarca insan, kısacası dünya çapında yükselen bir eşitsizlik durumu söz konusu.
”Bu görev bugün başta örgütlü güçler olmak üzere hepimizindir.”
Yine Türkiyeve Kürdistan topraklarında neredeyse darbe süreçlerini bile aratan bir baskı rejiminin hüküm sürmektedir. Özellikle 24 Haziran seçimlerinden sonra yürürlüğe giren yeni “tek adam” diyebileceğimiz hükumet sistemi toplumun her kesimine yönelik artarak gelişen saldırıları görüyoruz. Cumartesi Annelerine yönelik geliştirilen saldırılar, daha dün 3. havaalanı inşaatında çalışan işçilerin yalnızca çalışma ve yaşam koşullarının düzeltilmesi için yaptıkları eylemler sonrası bir gece yarısı kaldıkları işçi kamplarının jandarma tarafından koğuşlarının kapıları kırılarak gözaltına alınması, yaratılmak istenen sistemin arkasından hangi güçlerin olduğunun açık göstergesidir. Bugün 68’ı devrimci kalkışmasını yaratan koşullar fazlasıyla dünya çapında mevcuttur. Yaşadığımız Avrupa coğrafyasındaki gelişmeler de bundan ayrı değildir. Bu nedenledirki, kapitalist-emperyalist sistemin tüm bu insana-insanlığa yönelik saldırılarına karşı ezilenlerin antifaşist, anti-emperyalist mücadeleyi geliştirmekten başka alternetifi bulunmamaktadır. Bu görev bugün başta örgütlü güçler olmak üzere hepimizindir.” diyerek konuşmasını tamamladı.
Kültürel proglamla devam eden etkinlikte sahneye devrimci marşları ve isyan türkülerini seslendirmesi ile tanınan Grup Simurg cıktı. Kitlenin beğenisi ile dinlenen marş ve türkülerden sonra ATİK eşbaşkanı Süleyman Gürcan’da bir konuşma gerçekleştirdi.Günün önemine ve sürece yönelik yaptığı konuşmada faşist T.C’nin baskı politikalarına da değindi.
Etkinlik Ahmet Aslan’ın sahne alması ile devam etti. Seslendirdiği Zazaca (Dımilki) ve Türkçe eserler beğeni ile dinlenildi.Etkinlik Ahmet Aslan’ın sahne almasından sonra kapanış konuşması ile bitirildi.