Haber Merkezi |05.09.2018| Anayasa Koruma Dairesi Başkanı George Maaßen’ın adı geçtiğimiz günlerde AfD’nin önde gelen isimlerinden Frauke Petry ile yapılan görüşmesi dolayısıyla gündeme damgasını vurdu. Söz konusu görüşme 2015 yılında gerçekleşiyor. Görüşmede Maaßen, Petry’e AfD’nin Anayasa Koruma Dairesi’nin takibatına uğramamak için neler yapılması gerektiğini salık veriyor. [1] Aksi halde Maaßen, AfD içinde yer edinen bir çok ajan, asker, hukuk çalışanları ve polislere karşı harekete geçmek zorunda kalacağından dolayı kaygısını paylaşıyor.
Maaßen’ın Sağa olan Sempatisi Yeni Değil
Maaßen’ın istifasını isteyenler; Faşist pratikleri ve eğilimleri olan Reichsbürger (İmparatorluk Vatandaşları) ve faşist bir hareket olduğunu her pratiği ile açık eden Identitaeren Bewegung (Kimlik Hareketi) karşısında da Maaßen’ın uzun zaman frene bastığını, aktivitelerini kısıtlamakla yada sadece izlemeye almakla yetinen uygulamalarla yetindiğini belirtiyorlar. AfD Başkanı Alexander Gauland’ın ricası üzerine Maaßen bir başka AfD Milletvekilini aydınlatma görevini de yerine getirdiği basına yansıdı.
Amri İstihbarat Tarafından Biliniyordu
Basında bolca yer alan bilgilere göre Anis Amri olayında Maaßen’ın Federal Parlamento’ya karşı yalan söyledi. İslamist bir gerici-faşist hareket olan El Kaide örgütünün sempatizanı olan Amri’nin 2016 yılında Berlin’de Noel pazarına yönelik terör saldırısının azmettiricisi olduğu ve 12 kişinin ölümüne sebebiyet verdiği biliniyor. Maaßen bu olay karşısında soğukkanlı bir şekilde, zanlının çevresinde muhbir olmayışının, Amri’nin rahat bir şekilde terör eylemini gerçekleştirmesinin sebebi saymıştı. Ancak Berlin Moabit Cami’sinde olaydan bir saat önce Amri’yi bir muhbirin ziyaret etmesi Maaßen’ı yalanlamıştı. Bu gelişmeler, Amri’nin devlet kontrolü altında olduğunun güçlü kanıtları olarak gösteriliyor.
Federal Anayasa Koruma Dairesi’nin bir bölümünün, seri katliamları ile gündeme gelen NSU faşist çetesinin aydınlatılmasına ilişkin soruşturmaları sabote ettiği; NSU’nun oluşmasına katkıda bulunmuş yapılardan biri olan “Thüringen Anayurt Savunması” adlı gruba muhbirleri vasıtasıyla parasal destek sağladığı gibi sebeplerden dolayı George Maaßen’ın selefi istifa etmek zorunda kalmıştı. Federal Daire’nin imajı bu gibi sebeplerden dolayı oldukça zora girmiş durumda ve güven kaybının büyük olduğu muhalif basına yansıyan yazı ve yorumlarda ortaya çıkıyor.
Ülke içi istihbarat
Devlet yetkililerince dillendirilen özgür, demokratik yasal düzenin gerçek koruyucusu imajıyla hareket eden ve nötral olduğunu iddia eden ülke içi istihbarat teşkilatının hedefinde daha çok solcular, ilericiler, antikapitalistler, devrimciler yer alıyor. Bunlara karşı harekete geçerken her türlü yolu mübah gören teşkilat kışkırtmak, ispiyonlamak, itibarsızlaştırmak vs. gibi yöntemleri de Federal Almanya tarihinde oldukça yaygın. Son yıllarda ilerici ve devrimcilere yönelik uygulamalarında ise eleştirilerin odağı haline gelmiş durumda.
AfD Anayasa Koruma Dairesi Tarafından İzlenebilir mi?
Toplumda, ırkçılığa, faşist uygulama ve örgütlere karşı gelişen duyarlılığa reaksiyon olarak AfD’nin istihbarat teşkilatı tarafından izlenmeye alınması tartışma konusu yapıldı. Ancak bir çok demokratik kitle örgütü ve muhalif kurumlara göre istihbarat teşkilatı olan Anayasa Koruma Dairesi bu işlem için uygun bir mekanizma değil. Konuya dair Rote Fahne (Kızıl Bayrak) gazetesinde çıkan bir makalede yapılan benzetme oldukça ilginç. AfD’nin izlenme meselesini VW skandalında VW şeflerinin, kendi yaptırdıkları skandal yazılımların kendilerinin denetlemesi meselesi ile eşdeğer görüyor. Birçok federal güvenlik kurumlarında AfD taraftarı bir çok faşistin kendi etki alanlarını genişlettikleri yönünde ikazlar gündeme geliyor. Makale, bu gelişmelerden SPD ve Yeşiller Partilerinin haberdar olduklarını vurguluyor.
Anayasa Koruma Dairesi, Mülteciler ve Göçmenler
Federal Göç ve Mülteciler Dairesi (BAMF) ülkeye giriş yapan her göçmenin kaydını tutan bir daire. BAMF, ülkenin güvenliğinin tehdit altına alınmasına karşı Anayasa Koruma Teşkilatı ile yakın iş birliği yapmak zorunda olan bir kuruluş. Her türlü “tehlikeli” kişi yada grupları istihbarat teşkilatına bildiriyor. 2015 yılında 8 bildirimde bulunan BAMF, 2017 yılında 7096 bildirimde bulunmuş. Anayasa Koruma Dairesi gözlemleri sonucu bir mülteci veya Almanya’da ikametgâh hakkı olan bir göçmenin bu hakkı hakkında “tavsiye”lerde bulunup ya mültecinin yurtdışı edilmesini yada oturumu olan göçmenlerin bu hakkının elinden alınmasına sebebiyet verebiliyor. “Güvenlik soruşturmaları” sebebiyle yüzlerce göçmen oturum hakkından mahrum ediliyor. Münih’te yargılanan 10 devrimci başta olmak üzere birçok politik göçmenin ve kurumların, adı geçen istihbarat teşkilatının yakın takibatında oldukları biliniyordu.
‘George Maaßen İstifa Etmelidir!’
AfD’nin önde gelen isimleriyle görüşmeler yapması, NSU gibi birçok yapının gelişmesine karşı geri durduğu iddiaları ile gündeme gelen Anayasa Koruma Daire Başkanı George Maaßen’ın istifa etmesi yönünde geniş bir kesim fikir belirtiyor. Muhalif kurumların yıllardır dile getirdikleri ‘İstihbarat Teşkilatı Anayasa Koruma Daire lağvedilmelidir!’ sloganları yeniden dillendiriliyor. Ancak birçok skandalla karşı karşıya kalan istihbarat teşkilatının başı konumunda olan George Maaßen’ın istifa etmemesi, Hükümetin de toplumun sağcılaşması konusunda George Maaßen ile aynı rotada olduğu kanısını güçlendiriyor.
George Maaßen’ın istifasını isteyen kesimler, birçok politik göçmene “oturum işkencesi” yaşatan Anayasa Koruma Dairesi’nin AfD ve Anis Amri ile olan flörtlerine dikkat çekiyorlar ve Maaßen’ın Berlin Noel saldırısı sonrasında istifa etmemesini eleştiriye tabi tutuyorlar.
[1] Franziska Schreiber: „Inside AfD“, ISBN-10: 3958902030
Kaynak: Avrupa