UPOTUDAK online Uluslararası Politik Tutsaklarla Dayanışma Komitesi
Fransa |27.03.2018| Son günlerde grevler, işgaller, yeni reform yasası, savunma politikaları ve daha bir çok gündem Fransa kamuoyunca konuşuldu ve tartışıldı. Önümüzdeki kısa dönem içerisinde yoğun bir gündem olacağı ve özellikle sokakların hareketli bir dönem yaşayacağı görüşü bir çok kesim tarafından dillendiriliyor. Cumhurbaşkanı Macron’un seçim çalışmaları sırasında, “ilkbaharı hayal edin” diyerek pembe tablolar çizmesinin aksine, işçilerin, memurların, öğrencilerin, emeklilerin zor bir ilkbahar yaşayacağı ortaya çıkmıştı. Bazı uzmanlar, bu sürecin ciddi sosyal çalkantılar şeklinde geçeceğini beklemekteler.
GENEL GREV
Özelleştirme, kamudan çalışanlarının işten çıkartılması, alım gücünün düşmesi, emeklilere yönelik vergi arttırımı gibi sebeplerle greve gidilen Fransa’da, geçtiğimiz hafta gerçekleştirilen gösteriler ülkenin 150 noktasında 500 bin’den fazla insanın katılımıyla gerçekleştirildi. Önümüzdeki beş yıl süresince kademeli olarak 120 bin kamu çalışanının işine son verilmesini hedefleyen fransız devletine karşı, ülkenin en büyük kamu emekçileri sendikalarından UGFF-CGT tarafından eylem ve grevlerle cevap verileceği belirtildi. Yine demiryolu çalışanları da özelleştirmeye karşı 3 Nisan 2018’de başlattıkları grevleri 28 Haziran 2018 tarihine kadar her 5 çalışmanın gününün 2‘sinde devam ettireceklerini açıkladılar. Sokak gösterilerinde yer yer polis göstericilere zor kullandı. Paris’te ki yürüyüşün sonlarına doğru çıkan çatışmada yaralananlar oldu. Yine Nantes kentinde çatışmalar yaşandı.
Bahar aylarının sokak mücadeleleri ile geçeceği yapılan grev ve eylem çağrıları ile kesinleşmiş oldu. Fransa’da hükumetin yeni reformları arasında yer alan eğitim sistemindeki değişiklik öğrenciler ve eğitim görevlileri tarafından da protesto edilerek greve destek verildi. Bir çok lise ve üniversite greve katılarak derslere ara verdiler. Okulların önünde oluşturulan barikatlarla okullara giriş ve çıkışlar kapatılmış ve bu barikatlardan birisinde, eylemci öğrencinin, „Durum tıpkı 1968 gibi. Kimse gidişattan memnun değil. 68 olayları da öğrenciler tarafından başlatıldı“ sözleri dikkat çekmişti. Elbette durum tam olarak böyle olmasa da işçi-memur ve öğrencilerin sokak eylemlerinde buluşabilmesi çok etkili bir süreci başlatabileceği belirtiliyor.
ÜNİVERSİTE İŞGALLERİ
Fransa’da üniversitelerde yapılması beklenen eğitim reformu protesto ediliyor. Ülkenin bir çok üniversitesinde öğrenciler tarafından boykotlar ve işgaller gerçekleştiriliyor. Montpellier Üniversitesi’nde eylem yapan öğrencilere, kar maskeli ırkçı bir grup tarafından yapılan saldırı, ülke kamuoyunda ciddi tepkilere neden oldu. Üç öğrencinin ciddi yaralanmasına neden olan saldırıyı örgütleyenin ise üniversite dekanı olduğu ortaya çıktı. Saldıran grup içerisinde öğretim üyelerinin de olduğu belirtiliyor. Üniversite dekanı istifa etmiş durumda. Strasbourg Üniversitesi de öğrenciler tarafından işgal edildi. Üniversite girişini barikat kurarak kapatan ve uzun süre direnen öğrencilerin işgali akşam saatlerinde polis saldırısıyla bastırıldı.
SAVUNMA BÜTÇESİNDE ARTIŞ
Savunma bütçesine ilişkin hazırlanan yeni yasa tasarısı hazırlanmış durumda. Bu tasarıya göre 2022 yılına kadar her yıl 1,7 milyar euro ve son olarak 2023 yılında 3 milyar euro arttırılarak toplamda 39,6 milyar euroluk bir bütçe yaratılması hedefleniyor. Böylece 2014-2018 yılları arasında uygulanan savunma bütçesi, 2019-2023 yılları arasında uygulanacak bütçe ile 7,4 milyarlık bir artışa neden olacak. Bu yüzde 23’lük bir artışa tekabül ediyor. Emperyalistler arasında devam eden yeni bir pay kapma mücadelesine hazırlanan Fransa, özellikle Irak ve Suriye işgalleri döneminde yeterince pay alamamaktan şikayetçiydi.
KÜRT YURTSEVERLERE BASKILAR
PKK/KCK’nin Fransa örgütlenmesinde yeraldıkları gerekçesi ile Ekonomi ve İçişleri Bakanlığının emri ile 11 kişinin malvarlıklarına el konuldu. “terörist eylemlere katılan, finanse eden ve destek veren” kişilerin Fransa Mali Kanunu gereğince malvarlıklarına el konulabilmesinin önü açılmıştı. Bu kişilerden; Rıdvan Çelik, Harun Yılmaz, İsmet Akurt, Osman Pınar ve Veysel Satılmış’tan Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde PKK/KCK faaliyetlerini örgütleyen kişiler olarak lanse edilirken, Bülent Daşdemir, Faruk Karabakan, Tahsin Gönen, Veysi Akmar ve Veysi Gürün’ün ise Fransa’da bu faaliyetleri örgütlediklerini iddia etmekteler. “Terör örgütünün gösterilerini organize etmek” gibi demokratik çalışma ve gösterilerin bile böylesi bir duruma dayanak yapılması, “tehditle para toplamak”, “yasal uygulamalardan kaçmak için sık sık ülke değiştirmeleri” gibi zorlama suçlamalara başvurmaları, daha önce başka Avrupa ülkelerinde görüldüğü gibi “kirli pazarlıkların” bir sonucu olduğuna dair demokratik kesimlerden tepkiler geliyor.
EVSİZLERİN ZOR GÜNLERİ
Vergilerin arttırılması, savunma bütçelerinin yükseltilmesi, uluslararası anlaşmaların yapılması, muhalif örgütlenmelerin kısıtlanmaya çalışılmasının gölgesinde kalan evsizler, son dönemlerde özellikle havaların ciddi anlamda soğuk seyretti günlerde oldukça zor günler geçirmekteler. Yemek ve barınma sorunun görmezden gelinildiği bu süreçte resmi rakamlara göre 18 evsiz daha soğuk ve yetersiz beslenmeden hayatını kaybetmiş oldu. “Sokağın Ölüleri Kolektifi” (CMDR) tarafından yapılan açıklamada, 18 kişilik kaybın sadece kendilerine belirtilen bir sayı olduğunu, esas kaybın daha fazla olduğu kaygısını taşıdıklarını söylediler.
ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇ
Fransa’da sendikalar tarafından haziran ayına kadar açıklanan eylem takvimi, sürecin oldukça hareketli olacağını gösteriyor. Yine bazı büyük üretici firmaların işçi çıkartmaya başlayacağı haberleri gündeme gelmiş durumda. Ailelere yapılan yardımlar, işsizlik maaşlarına yapılacak müdahaleler, vergi artışları, öğrencilerin artan tepkileri sokakları hareketlendirmiş olacak. Son olarak Fransa’nın güneyindeki Aude bölgesine bağlı Trebes kasabasında bir süpermarkete yapılan saldırının faili olan Rıdvan Lakdim’in, üstelik “emniyet birimlerince” bilinen ve takip edilen kişiye daha bir kaç yıl önce “vatandaşlık” verildiğinin duyulması halkta “güvenlik” kaygısını üst noktalara taşımış oldu. Trafik cezası olan bir kişinin bile “vatandaşlık” alamadığını söyleyen bazı kesimler, devletin vergi ve mali cezalarla ilgileneceğine bu saldırıları engellemesi gerektiğini belirtiyorlar. Toplumda yaşanan bu sorunlar bir şekilde, örgütlenerek sokağa taşıyor. Bir öğrencinin, “68 olaylarına” benzettiği gibi öğrencilerin ve emekçilerin tümünü içine almasada, tüm kesimlerin hoşnutsuzluğu birleştirme kapatisine bağlı olarak etkisini arttırması bekleniyor.
Kaynak: Avrupa
