Yeni Kadın, 14. Dönem Merkezi Yönetim Kurulu’ndan Kamuoyuna Yapılan Açıklamayı Haber Değeri Taşıdığı İçin Aynen Yayınlıyoruz
Avusturya-Linz Umut Kültür Merkezi’nin, 22.10.2017 tarihinde, gerçekleştirdiği 1. Olağanüstü Genel Kurulu’nda gelişen istenmeyen olaylarda, bir kadın arkadaşımızın maruz kaldığı şiddete ilişkin tavrımızdır.
Dünya genelinde hergün şiddete maruz kalan kadın haberlerini duyarken/ tanık olurken/ yaşarken, “Yeni Bir Dünya Yaratma” iddiası ile mücadele eden ilerici – devrimci kurumlar içersinde yaşanan şiddet olayları, biz kadınları çok daha derinden yaralamakta… Patriarkanın (ataerki) ortaya çıkışından günümüze değin, egemen sistem ve patriyarka birbirini besleyen dinamikler olup, her toplumsal değişimde egemen sistem, patriyarkayı kendi çıkarlarına göre şekillendirmiş, kadını erkeğe bağımlı kılan bir toplumsal kültür yaratarak kadını yok saymış, bu durumu yasalarıyla güvence altına almış, kadın bedeni ve emeği üzerinden şiddeti toplumsal yaşamın her alanında tekrar tekrar üreterek varlığını sürdürmüştür.
Bu nedenledir ki; Yeni Bir Dünya Yaratma Mücadelesinin önemli bir bileşeni olan biz kadınlar, bu mücadelenin patriarkaya karşı da verilmeksizin zafere ulaşamayacağının bilinciyle, iki yönlü sürdürürüz mücadelemizi. Sınıflı toplumlar var olduğu sürece, patriarkaya karşı olan mücadelemizi, ilerici – devrimci saflarda, yani kendi içimizde de sürdürmemiz kaçınılmazdır.. Çünkü içinde faaliyet yürüttüğümüz, ilerici – devrimci kurumlarımız da, bu sistemin yarattığı ihtiyaçtan kaynaklı var olmuş olan örgütler olarak, patriarkadan muaf değildirler. Dolayısıyla olağan süreçlerde, toplumsal sorumluluğun ve devrimci kültürün baskılamasıyla, genelde “kendini çok açıktan göstermeyen” patriarka, Linz Umut Kültür Derneği Genel Kurulu örneğinde olduğu gibi, kargaşa ortamlarında anında tüm çıplaklığı ile ortaya çıkabilmekte.. Bu ve benzeri olaylar, biz kadınların ilerici – devrimci kurumlarımız içinde de patriarkaya karşı mücadelemizi kesintisiz sürdürme zorunluluğunun göstergesidir..
Linz Umut Kültür Derneği Genel Kurulu’nda yaşanan gergin ortamda maalesef bir kadın arkadaşımız şiddete maruz kalmıştır.
Öncelikle şunu belirtelim ki; Genel Kurul boyunca yaşanan tüm sözel ve fiziksel şiddet girişimlerini, kimden, nereden, kime veya kimlere geldiğine bakmaksızın kınarken, özel olarak kadın arkadaşın maruz kaldığı şiddeti daha büyük bir öfke ile kınıyoruz. Nereden ve kimden gelirse gelsin, hangi biçimde olursa olsun, kadına yönelik şiddetin her türevine karşıyız ve “Kadın Beyanı Esastır, Aksini İspat Yükümlülüğü Erkeğe Aittir” tanımı, taviz vermeyeceğimiz ilkedir. Kadına yönelik şiddet olgusunda, Yeni Kadın olarak bugüne kadar gereken tavrı takınmaktan kaçınmadık/kaçınmayız.
Yeni Kadın MYK, Linz Umut Kültür Derneği Genel Kurulu’nda yaşanan fiziki ve sözlü şiddet içeren gelişmeleri, ne yazık ki gecikmeli bir şekilde tesadüfen öğrendi. ÜKK, olaydan anında haberdar olup, üç gün sonra soruşturma yapmış olmasına rağmen, MYK’nın olayı öğrenip soruşturma başlatacağını duyuncaya kadar, herhangi bir bilgi vermemiş olmasının yanı sıra; yapılan ÜKK açıklamasında, MYK ya ilişkin, niyet okuma ve önyargılarla yapılan teşhir, iftira, karalama içerikli suçlamalar, bir başka tartışma konusu olduğu için burada girmeyeceğiz. Sadece bu ve benzeri olaylara ilişkin tavrımızı, hiç kimseye göre vermediğimizin/ vermeyeceğimizin ispatının, pratiğimiz olduğuna vurgu yapıp geçiyoruz.
Soruşturmanın akabinde, pratik prosüdürü yaklaşık iki hafta içinde tamamlamış olmamıza rağmen, tam da 24 – 25 Kasım merkezi ve yerel etkinliklerin yanı sıra, başka çalışmaların çakışması yoğunluğundan kaynaklı, tavrımızı yazılı hale getirip anında yayınlayamadık. Bu gecikmeden dolayı hem kadın arkadaşımızdan, hem üyelerimizden hem de ilgili kamuoyundan özür dileriz…
Olayların Bize Yansıması Ve Soruşturma Süreci;
MYK olayı öğrendikten sonra, 01 Kasım ve 09 Kasım olmak üzere iki kez kadın arkadaşla görüşme yaptı. Her iki görüşmeyi de Avusturya ÜKK sı ve MYK birlikte gerçekleştirmiştir.
Kadın arkadaşımız beyanında; “Önde sözlü sataşmalar, Genel Kurul’un başından beri karşılıklı devam etmekteydi. Önden biri yüksek sesle birşeyler söylerken, arkamdan ………. gür bir sesle, “ulan devrimcilik bu mu, devrimcilik buysa sizin devrimciliğinizi …..” diye bağırarak ayağa kalkarken, beni sırtımdan öne doğru iterek altımdan sandalyeyi çekince ben yere düştüm. Sonrasında ne olduğunu, sırtıma bastılar mı, sandalyeyle mi vurdular, yumrukladılar mı, bilmiyorum… Ancak beni öne itip altımdaki sandalyeyi çekerek yere düşmeme neden olduğu için, maruz kaldığım şiddetin sorumlusu …….. dır.“ dedi.
Bu beyanda kadın arkadaşımızın şiddete maruz kaldığı bizim için netti, ancak olaya sebep olduğu iddia edilen ….. nın da dinlenmesi gerekiyordu ve onunla da 09.11.17 akşamı görüştük………… ifadesinde, Genel Kurulda yaşananları ve olayı şöyle anlattı…
“Genel Kurul’daki gergin atmosfer içinde, eleştirilerini sunan eski Yönetim kurulu üyesi arkadaşa yönelik küfürler ve sataşmalar bir süre devam etti, Ancak fiziksel saldırı da gerçekleşince, ben de tepkisel olark yüksek sesle “Buranın Devrimcileri Sizmisiniz? Bu Ne Biçim Devrimcilik!” diye bağırdım. Küfür ettiğim doğru değil. Şiddet ve provakasyon bana yöneldi. Tavrım, anda yaşananlara bir refleksti. Önümdeki boş sandalyeyi sağa – sola kaydırarak, önden bana doğru gelip saldıran iki kişiye karşı kendimi koruma içgüdüsü ile alan yarattım. Sandalye ile temasım bundan ibarettir. Araya giren arkadaşların kimisi beni tuttu, kimisi de bana saldıran iki kişiyi … Kadın arkadaşı tanımıyorum. Kendisine veya bir başkasına karşı bir şiddet yönelimim olmadı. Ama, bu gergin ortamda, kadın arkadaşın maruz kaldığı söylenen şiddet olayında, farkında olmayarak ta olsa, benim de payım olduysa kadın arkadaştan ve zaten gergin olan ortamda gösterdiğim refleks nedeniyle atmosferin daha fazla gerilmesinde payım olduğu için sizden ve kitleden özür dilerim” ………. bu anlattıklarını ve özeleştirisini yazılı olarak ta MYK’ya sunmuştur.
MYK’nın olaya ilişkin tavrı;
Bilinir ki, halk arasında yaşanan sorunlarda, çelişkilerde, özellikle de yanlış veya hatalı tavırdan dolayı özeleştirel yaklaşıldığı durumlarda takınılan tavır, yanlışın kavranması ve değiştirip – dönüştürerek kazanımcı bir noktada olması gerekir.. Çıkan açıklamalarda da belirtildiği gibi, …………. herhangi bir kurumumuzun üyesi olmayıp, Genel Kurul’a misafir olarak katılmıştır..
Halk arasındaki çelişkileri nasıl ele almamız gerekliliğini ve soruşturmada elde edilen tüm verileri değerlendiren MYK; özeleştirel yaklaşımın hatanın/yanlışın kavranmasında önemini gözönünde bulundurarak, ……. nın uyarılmasını karara bağladı. Şüphesiz en gerçekçi özeleştiri pratiğin kendisidir. Bu anlamda; böylesi veya da benzeri bir durumun tekrarı halinde, tavrımızın farklı olacağı da bildirilmiştir.
YENİ KADIN 14. DÖNEM MERKEZİ YÖNETİM KURULU
05.12.2017
Kaynak: Avrupa