ROSES |30.07.2017| ATİK Gençlik ve Tatil Kampının sekizinci gününde Dünya ve Avrupa’da son siyasal gelişmeler üzerine bir değerlendirme ve tartışma paneli düzenlendi. Panelin sunumunu ATİK Konseyi Eşbaşkanı Süleyman Gürcan üstlendi.
Kampın ayrıca bir eğitim kampı olduğunu vurgulayarak söze başlayan Eşbaşkan Süleyman Gürcan emperyalist saldırıların yoğunlaşarak sürmekte olduğunu vurguladı. ATİK Konseyinin önümüzdeki toplantısını kamp alanında yapacağına değinilirken Avrupa’daki siyasal gelişmeler, G20 öncesi ve sonrası gibi tartışılacak konuların Konsey toplantısına ilham olacağı belirtildi. ATİK Eşbaşkanı emperyalist saldırıların işçi ve emekçilere yönelik saldırılar olarak döndüğünü aktarırken sözlerine ‘’Emperyalizm karakteri olan bölgelerdeki sorunları kullanarak halkları birbirine kırdırmak ile kendi emellerine ulaşmak istemekte. CİA denetimindeki çeteler afgan işgalinde kullanılırken bugünde barbar DAİŞ çeteleri ile emperyalistlerin çıkarlarını güçlendirecek bir süreç istemekteler. Rojava kürtlerinin örgütlü bir güç olarak ortaya çıkmaları çarklarına çomak soktu. T.Kürdistanı il ve ilçelerinde gelişen direnişlere katliamlarla karşılık verildi’’ diyerek devam etti. Yapılan sunumda ayrıca Avrupa’da kiralık ve taşeron işçiliğin geliştirilmek istendiği vurgulanırken işçi ve emekçilerin genel grev hakkına yönelik bir saldırıdan bahsedildi. Türkiye’de yapılan adalet yürüyüşü üzerine yöneltilen bir soruya cevaben Gürcan, faşizmin hüküm sürdüğü Türkiye’de her türlü demokrasi, hak ve hukuk arayışlarının önemli ve gerekli olduğunu, kitlelerin bu taleplerinin meşru olduğunu vurguladı ve „ancak bu hak arayışının CHP’ye demokratik bir karakter kazandırmadığını, aksine CHP’nin bu sistemin kurucu partisi olduğunu, sistemi oluşturan klikler arası dalaşta bir kesimi temsil ettiği belirtmek gerekir. Buna rağmen ortaya konan hak arayışlarında kitlelerle birlikte olmak gerekir“ dedi.
Sunumun ardından söz katılan dinleyicilere bırakılırken divana farklı sorular ve görüşler yöneltildi. Soruların ardından ATİK Eşbaşkanı toparlamak ve yanıt olmak için ‘’ Bastırılan muhalefet Türkiye’nin yarı açık cezaevine dönüştürüldüğü görülmektedir. ATİK olarak uluslararası alanda emperyalizme, faşizme ve her türden gericiliğe karşı mücadelenin bir parçası olduğumuzu belirtmek istiyoruz. Nasıl Gezi Direnişine, Rojava’daki mücadeleye destek olduysak G20’de sokaklara indiğimiz gibi önümüzdeki süreçte de bu mücadeleyi büyüteceğiz!’’ diyerek sözlerini sonlandırdı.