Toprağa Düşen 12 Kızıl Karanfilimizi, Mayıs`ın Kızıllığında Güneşe Uğurluyoruz.
“Bilirim Karanlığı yırtmak/ Yıldızları yakalamak/ Emek ister, sevda ister, düş ister/ Kavgada harmanlanmış/ Yaşamla tomurcuklanmış/ Patlamaya hazır isyan ister/ İster de; en önemlisi/ İnançla bütünleşmiş/ Kararmayan bir yürek ister/ Ve bir de;/ Dostluk can işi olursa/ HER ŞEYİ ÖLÜMÜNE PAYLAŞMAK İSTER!” – Sefagül Kesgin
Bir kez daha, Mayıs’ın kızıllığında aldık acı haberi… Ama bu kez bir değil, tam 12 kez dağlandı yüreklerimiz… 12 kızıl karanfil daha, kanlarıyla Dersim topraklarını sulamış, yeni filizler vermek üzere tohum olup düşmüşlerdi toprağa…
Aslında, geçtiğimiz Kasım ayının sonlarında bu acı haberi aldığımızda düşmüştü yüreklerimize o kor… Her toprağa düşenimizin ardından olduğu gibi; daha o zaman andlar içilmiş, yumruklar sıkılmıştı.. Ancak bu hafta öğrendik ki; üçü kadın, tam 12 kızıl karanfil düşmüş toprağa… Daha çok harlandı yüreklerimiz, bir kez daha sıkıldı yumruklar, bir kez daha öfkemiz bilendi ve bir kez daha içildi andlar… And olsun ki; kavganız kavgamızdır…
Faşizmin zulmü karşısında, kadınlar isyanı kuşanıyorlar!
Biliyoruz ki; sistemin her tarafımızdan kuşattığı ve en çok esir aldığı biz kadınlar, zincirlerimizi kırmayı başardığımızda, bu sistemin Azrail’i olacağız. Bunun içindir ki; Meral Yakar’dan Sefagül Kesgin’e, ideallerimiz uğruna yitirdiklerimizin hepsi tohum olup toprağa düşerken, onların düştükleri yerden boy veren filizlerimiz daha güçlü gelmektedirler…
Kendilerinden önceki kadın yoldaşları gibi, Zilan (Esrin Güngör), Özlem (Hatayî Balcı) ve Ekin (Gamze Gül Kaya) in yaşamları da, aramızdan ayrılışları da, ezilenlerin ezileni tüm emekçi kadınlara bir mesajdır. Zincirleri kırmanın, örgütlenerek özgürleşmenin, özgürleşerek insanlaşmanın mesajıdır bu!
Şehit düşen kadın yoldaşlarımızdan Gamze Gül Kaya, geçmişte İzmir ve Manisa’da Yeni Demokrat Kadın aktivisti olup, birçok etkinliğin örgütleyicisi olmuştur. O; Ortadoğu’da ve Türkiye’de hayatı kadınlara zindan eden erkek egemen devlet ve aygıtlarına karşı, kadın isyanını ve zılgıtını haykırarak kâh Arin, kâh Reyhaneh olmayı bildiği gibi, TC faşizminin askeri güçleri Aliboğazı’nı bombalarken, yoldaşları ile omuz omuza Partizanca savaşmayı da bilenlerdendi..
Esrin, Hatayî ve Gamze, kadınlara dayatılan toplumsal cinsiyet rollerine karşı çıkıp özgürleşmenin en ileri mücadelesine atılarak, itirazları, duruşları ve örgütlülükleri ile erkek egemen kapitalist sistemin öğretilmiş kodlarını çözen, yaratılmak istenen toplum aklı ve yapısını parçalayan kadınların yanlarında yerlerini aldılar.. Bu kadın aydınlanması ve isyanı, erkek egemen devletin bağrına saplanmış bir hançerdir. Erkek egemen sistem bu yüzden, tüm toplumsal ayaklanmalarda ve savaş dönemlerinde olduğu gibi bugün de “önce kadınları vurun” diyor.
Ama nafile!… Bu meşale bir kere yolumuzu aydınlattı, o ışık bir kere görüldü… Clara’lardan, Rosa’lardan Meral’lerden, Barbara’lardan, Sefagül’lerden Esrin, Hatayi ve Gamze’ye kadar nice kadın yoldaşlarımızdan aldık bu mesajı ve öğrendik ki; “başka bir dünya mümkün”. Artık geri dönüş yok… Kadınlar isyanı kuşanıyorlar ve erkek egemen sistemin azraili olacaklar…
VE FRANSA METROPOLLERİNDEN DERSİM’E KÖPRÜ OLAN YETİŞ YALNIZ YOLDAŞIMIZ;
Yine aldığımız bu acı haberle öğrendik ki; kızıl karanfilerimizden biri de, Fransa metropollerinden Dersim’e köprü olan Yetiş yoldaşımız imiş… Yüreklerimiz bir kez daha dağlandı, öfkemiz bir kez daha bilendi… Bilmeli ki bu tek dişi kalmış canavar; anaların rahimlerini kurutamadıkça, daha milyonlarca kızlar, oğullar doğuracaktır bu kavga için analar… Spartaküs’ten bu yana nasıl bitiremediyseniz bu yiğit kızları ve oğulları, bundan sonra da bitiremeyeceksiniz. Ta ki; tan vaktindeki kızıl güneşimiz doğana dek… Ta ki; yeryüzünde özgürleşmemiş tek bir insan bile kalmayana dek… Ta ki; yeryüzü, aşkın yüzü oluncaya dek…
Yetiş Yoldaş; Örnek Bir Partizan Kişilikti;
Sevgili Yetiş Avrupa’da ATİK saflarında faaliyet yürüttüğü dönemlerde; alçak gönüllülüğü, çalışkanlığı, fedakârlığı ve inançlarına/ ideallerine bağlılığı ile herkesin yüreğine taht kurmuş genç yoldaşlarımızdan dı.. O bulunduğu her yerde huzur ve neşe saçan, karamsarlık nedir bilmeyen, sokak eylemlerinde, Fransız emperyalizminin yaşattığı tutsaklık süreçlerinde, içerde /dışarda, duruşu ve pratiği ile herkeste saygınlık yaratmış örnek bir Partizan kişlikti…
Avrupa topraklarında dünyaya gelmiş ve buralarda büyüyüp eğitimini almış bir genç olmasına rağmen, burjuvazinin kendisine sunduğu bütün olanakları elinin tersi ile itip, Hakan, Barış, Atilla, Yurdal, Cafer ve daha nice genç yoldaşları gibi ideallerinin ve kavgasının peşinden koşmayı tercih edenlerden oldu…
Selam olsun size ve döğüşerek tohum olup toprağa düşen tüm asi yüreklere… O büyük gün geldiğinde, hep birlikte Yetiş yoldaşımızın ve nicelerinin sazlarının tınılarıyla tekrar halaya dururken, kadınlar isyan türküleriyle halayın başını çekecekler…!
Ama o güne kadar, herbirimiz şehitlerimizin çağrılarına kulak verip, yaşamı her alanda örgütlemenin çabası içinde olmak zorundayız… Biliyoruz ki onları anmak; onların ideallerine sahip çıkmaktan geçer… Özellikle, ezilenlerin ezileni, sömürülenlerin sömürüleni kadınlar olarak biz buna iki kat daha fazla zorunluyuz.
- Yetiş Yalnız… Esrin Güngör… Hatayi Balcı… Gamze Gülkaya… Serkan Lamba… Hasan Karakoç… Umut Polat… Samet Tosun… Alican Bulut… Murat Mut… Ersin Erel… Doğuş Fırat… Mücadelemizde Yaşıyorlar, Yaşayacaklar!
- Yaşasın Devrimci Mücadele! Yaşasın Kadınların Direnişi!
- Yaşasın halkların özgürlük, eşitlik ve demokrasi mücadelesi!
Kaynak: Avrupa