LONDRA |21.02.2017| Demokrasi İçin HAYIR Platformu- Britanya 16 Nisan’da Türkiye’de yapılacak
referandum için basın açıklaması düzenledi. Katılımın ve ilginin yoğun olduğu basın açıklaması basın emekçilerinin ve kitlenin sorularının ardından sonlandı.
Yayınlanan basın metni ise şöyle;
“HAYIR” diyoruz!
Avazımız çıktığı kadar bağıracağımızı ve sesimizi seslerimizde çoğaltarak, bir kez daha karanlığa karşı aydınlığı savunacağımızı ilan ediyoruz.
Bizler, Britanya’da yaşayan ve demokrasi için “Hayır” diyen Türkiyeliler olarak, adaletten, özgürlüklerden, halkların kardeşliğinden yana olan duruşumuzu el ele, omuz omuza vererek bir kez daha dosta, düşmana karşı ortaya koyacağız.
Adalet istiyoruz.
Özgürlük istiyoruz.
Laik, demokratik, halkların barış içinde yaşadığı, dillerinin, kültürlerinin yasaklanmadığı, insanın insana kul olmadığı, çok kültürlü, çok dilli, çok sesli bir ülke arzuluyoruz.
Hitler’in “Ein Volk, Ein Reich, Ein Führer” sözlerini devralarak, “Tek Millet, Tek Devlet, Tek Lider” söylemiyle yok sayan, inkâr eden tekçi, faşist anlayışa ve dayandığı sisteme karşı, “HAYIR!” diyoruz.
Hayır!
Hayır!
Hayır diyoruz.
12 Eylül faşist anayasasına karşı çıkanlar için, “Dış güçlerle işbirliği yapanlar, anayasaya ‘hayır’ kampanyası açtı” diyen Kenan Evren ile “Terör örgütleri ‘hayır’ diyor” diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki fikri ve ruhsal birlik, bizleri hiç şaşırtmıyor.
Biliyoruz ki tüm darbeciler, özgürlüklerden korkar; tüm darbeciler korkularını darbelerle bastırmaya çalışırlar ve çok konuşurlar, hep konuşurlar ve şairin dediği gibi;
Mussolini çok konuşuyor TARANTU – BABU
Çok korktuğu için
Çok konuşuyor!
Yalnız değiliz.
Hemen yanı başımızda azgın sömürü çarkı içinde, iş cinayetlerinde hayatlarını kaybeden işçiler, emekçiler…
Hemen yanı başımızda sömürünün ve şiddetin her türlüsüyle karşı karşıya kalan, katledilen kadınlar…
Hemen yanı başımızda dili, özgürlüğü, kültürü yok sayılan Kürt halkı…
Hemen yanı başımızda IŞİD gericiliğine ve barbarlığına karşı savaşıp, hayatını halkların bir arada, özgürce yaşaması için feda edenler…
Hemen yanı başımızda inancı yok sayılan, yasaklanan, katliamlardan geçirilen, diri diri yakılan Aleviler…
Hemen yanı başımızda tarihsel haklılığımız, haklılığımızdan doğan meşruluğumuz ve meşruluğumuzdan büyüyen umudumuz, umutlarımız var.
Seçtiğimiz milletvekillerimiz cezaevlerinde, seçtiğimiz belediye başkanlarımız cezaevlerinde, il, ilçe yöneticileri cezaevlerinde, kazandığımız belediyeler kayyım eliyle gasp altında, yüzde on üç buçuk oy almış, altı milyon seçmenin iradesi cezaevlerinde rehin.
“Milli mutabakat” ve “devletin bekası” diyerek bir araya gelenlerin işbirliğinde, tüm dünyanın gözünün içine baka baka, kendilerine muhalif gördükleri tüm kesimleri zindanlara, hücrelere dolduranlar, kurdukları mafya düzenine “evet” arıyorlar.
Devletin tüm olanaklarını kullanarak, tüm baskı ve sindirme yöntemlerini kullanarak “evet” arıyor ve onun karşısında duran herkesi, her kesimi “terörist” ilan ederek, sindirmeye ve yok etmeye çalışıyorlar.
Hakikatin peşinde olan gazeteciler ya cezaevindeler ya da işsizler. Bilimsel eğitimin ve barışın savunucusu akademisyenler ya cezaevindeler ya da kanun hükmünde kararname denen ucu açık baskı keyfiyetinin bir sonucu olarak işsizler. Üniversiteler, cübbeler polis postalları altında, bütün muhalif gazeteler, televizyonlar mühürlü. Ses mühürlü, söz mühürlü, cümleler mühürlü, yaşam mühürlü.
O mührü, mühürleri “HAYIR” diyerek kıracağız,
Bugünden yarına, aydınlık bir ülke için bir arada, omuz omuza duracak, özgürlüğü, demokrasiyi, laik, demokratik ve onurlu bir barışı mutlaka kazanacağız.
Biz aşağıda imzası bulunan tüm kurumlar olarak HAYIR diyor, HAYIR’a çağırıyor ve bir kez daha Britanya’dan sesleniyoruz.
Demokrasi için HAYIR!
HAYIR!
HAYIR!
Kaynak: Avrupa