15 Nisan’da ATİK ve TKP/ML aktivistlerine yönelik Almanya merkezli gerçekleştirilen tutuklamalara yönelik başlatılan kampanya bağlamında örgütlenen panellerden bir tanesi de Viyana‘da yapıldı.
Panelin Moderatörlüğünü Orhan Gürcan kurumlar adına katılanları tanıtıktan sonra, katılan kitleyi Atik adına selmladı. Yapılan bir dakikalık saygı duruşunda sonra sinevizyon gösterimine geçildi.
ADHF adına Bülent Duman, ATİK- UPODUTAK adına Mustafa Çiçek, PDA adına Gerhart Mack, sunumlarını gerçekleştirmek için divanda yerlerini aldılar
ATİK ve UPODUTAK temsilcisi Mustafa Çiçek söz hakkı aldı. Sürece ilişkin kısa bir belirti yaptıktan sonra bunun politik nedenleri üzerine görüşlerini belirtti.
Alman devletinin tüm çelişkilerine rağmen devrimciler söz konusu olunca nasılda pervasızca ortak hareket edebildikleri belirtikten sonra, Alman devletinin Türkiye Kürdistanı ve Rojova’da özellikle Kürt güçleriyle Türkiyeli devrimcilerin geliştirdikleri birlikte hareket tarzına darbe vurmak, bununla birlikte devrimci ve göçmen mücadelesi yürüten kesimlerde bir moral bozukluğu yaratmak amaçlı bu operasyonu gerçekleştirdiğini anlattı.
Emperyalist güçlerinin kendi hukuklarını bile çiğnedillerini ve hukuksuzluk yaptıklarını çok rahat görebilmekteyiz. Yoldaşlarımıza yönelik suclamalarda herhangi bir kanıt ve suc istinat gösterememekte. Yapılan suclamalar gece örgütleme ve toplantılara katılma, seminerlere katılma gibi…
Yedi Yoldaşımızın Almanyada bir yoldaşımızın İsvicre, bir yoldaşmızın Fransada Türk devletiyle birlikte uzun bir sürecte planlanan bir Operasyondur. Alman devletinin bir algı operasyonu gerçekleştirdi. Yoldaşlarımızın evleri basılarak terör örgütü oparasyonu algısı yaratılmaya çalışıldı. Yoldaşlarımızın acık adresleri ve çalıştıkları yerler belli olmasına rağmen korku ve sindirme amaçlı, kriminalize ve terörize etme amaçlı bir operasyon olarak yapıdı. TKP/ML nin Avrupa yasalarına göre terör listesinde yer almamasına rağmen bu yönlü bir yönelim ve politik bir amaç ön görmekteler.
Tutsak 10 devrimcinin karşı karşıya kaldığı tecrit ve izolasyonu da kısaca anlattıktan sonra, sağlık durumları hakkında da bilgi veren Mustafa Çiçek, bu tür koordineli saldırıların ancak devrim ve demokrasi güçlerinin ortak mücadelesiyle püskürtülebileceğini belirterek sözlerini sonlandırdı.
Devrimci ve silahlı mücadele yürüten örgütlere karşı daha da pervasızla saldırmaktalar. Yapılan suclamaların hiç birinde Almanya ve Avrupa eksenli bir suçlama yoktur. Tamamen Türkiye ve Orta doğu eksenli suçlamalar olduğudur.
Gerek dışarda oluşturulan Kamuoyu baskısı ve çeşitli aksiyonlar sonucunda kısmi İzolasyon kadırıldı fakat özünde izolasyon halen devem etmekte. Almanya ve Avrupadaki politik tutsakların mücadelelerini engelemek ve marjinalleştirmek gibi planlar var. Demokrasi mücadelesine terör damgası vurararak meşruluğunu köreltmek. TC ile ortak uluslararası alanda da meşrutiyet kazandırararak ve saldırıları her alan da daha rahat gerçekleştirmek.
Alman emeperyalizminin Demokrasi mücadelesini engeleme ve anti Komunist bir devlet rölünü sürekli oynadığını belirti. Almanyada 4000 yakın insanın ve devrimcinin 129 a/b yargıladıklarını ve çeşitli cezalar verdiklerini görebilmekteyiz.
129 a Almanyayı ilgilendiren ve b bölümü ise Almanya dışında ki faaliyetler yargılamaktalar. 129a-b maddelerinin çıkış koşullarını ve bunlara zemin hazırlayan politik nedenler üzerinde durdu. Bu tür maddelerin gündeme gelme nedeninin egemenlerin sistemlerine yönelen tehditlerin önünü kesmek amaçlı olduğunu belirtti. Yasaları yapanların iktidarı ve gücü elinde tutanlar olduğunu, bunun sonucu olarakta teröristinde, suçlunun da hak ve özgürlükleri hukuksuzca kısıtlanmakta yada rafa kaldırılmakta.
HDP ve Ermeni soykırım kampanyası gibi önemli kampanyaları engelemek istedikleri ve sucladıkları kampanayalardır. İdolojik ve politik baskı yaparak müccadeleyi gerileteceklerini ummaktalar. Korku ve saldırarak, yabancılaştırarak, sindirerek devrimcileri korkutmaya ve onları geriletmeyi amaçlamakatalar. Bu süreci birlikte kırmak ve devrimci demokratik kurumların birlikte mücadeleyi daha da yükseltemeleri gerektiğini vurguladı.
Önümüzdeki süreçte önemli kampanyalarında yapılacağı ve Münihte başlayacak mahkemelerin sürecinde ciddi sorumluluk ve görevlerimiz olduğunu belirtti.
ADHF adına Bülent Duman`da ATİK ve TKP/ML ye karşı yapılan bu oparasyonu lanetlediğini ve kendilerine yapılan bir saldırı olarak algıladıklarını belirti. Emperyalist saldırıların yeni olmadığın ve sürekli olduğunu belirti. Devrim ve karşı devrim mücadelesi her alanda karşı karşıya gelmekte dedi.
Emperyalistlerin ezilenlere ve göçmenlere yönelik yürütükleri anti-demokratik uygulamaları ve ırkcı politik tutumları yeni değildir. Emperyalist devletlerin kendi aralarında celişkiler olsa da Demokrasi mücadelesine karşı saldırıarını gerçekleştirmektedir. Dünyadaki her saldırı bizi ilgilendirmekte. Bizde emperyalistlare karşı birlikte mücadeleyi dahada yükseltmeliyiz dedi.
Bu mücadelenin ne ilk ne son olacağını vurguadı. Bize istinat edilen sucar suc ise bu sucu işlemeye devam edeceğimizi belirti. Emperyalistlerin güvenliği bizim güvensizliğimiz olduğunu sermayenin iktidarını sağlamlaştırma amaclı olduğunu belirti. Faşist yasalar, anti demokratik uygulamaların nedeni mücademizi geriletmeye amaçlıdır.
PDA adına Gerhart Mack, ATİK ve TKP/ML ye karşı yapılan bu oparasyonu kınayarak başladı. Emperyalist baskı yasalarının birlikte Demokrasi mücadelesine karşı yaplmakta. Sınıf mücadelesine, devrimcilere ve özgürlük mücadelesine karşı yapılmakta. Avrupa da Kominizme karşı ciddi bir saldırganlık söz konusu dedi. Komunist partileri yasaklandı. Devrimci ve komunst amblemler ve bayraklar yasaklandığını söyledi Komunist düşüncenin yasaklanması konusunda tartışmalar yaptıklarını belirti.
Almanya devletinin özelde Komünist düşünceye karşı özel bir mücadele verdiğini vurguladı. PKK nin DHKP/C nin bu yasalarla yasaklandığı ve bu paragrafların daha da sertleştirildiğini belirti. Yasak olmayan bir örgütün yasaklanması için özel yasalar çıkarıldı. Bir örgütün çalışması ihtimal bile suç sayılmakta olduğunu belirtti. ATİK demokratik bir Konfederasyondur. Herhangi bir yasağının Avrupada olmadığıdır. TKP/ML ninde aynı anlayışla ele alınması gerektiğini belirtti.
Tüm devrimci ve komünistlerin bu oparasyona karşı duruş sergilemesinin ve mücadele etmesinin gerekli olduğunu söyledi. Silahlı mücadelenin olanaklarının olduğu her yerde ve silahlı mücadele meşruluğunu vurguladı.
Sunumlardan sonra ise katılan kurum ve bireylare söz hakkı verildi.
Avusturya Maoist inşa örgütü adına katılan yoldaş önemli düşünceler sundu ve ATİK ile TKP/ML ile dayanışmada bulunmamız gerektiğini ve bu mücadele bizim mücadelemiz olması gerektiğini söyledi. İdoojik olarak hiç bir geri adım atmamalıyız. Enternasyonal Komunist bayrağı en yüksekte taşımasını ancak bu mücadele içinde olarak gösterebiliriz. Sizinle omuz omuza ve bereber mücadele yüreteceklerini söylediler. Yoldaşca selamlarını iletiler.
Avusturya Alevi Birlikleri Federasyonu adına bir arkadaş dayanışma mesajlarını sundu ve birlikte mücadeleyle bu baskılara karşı dayanışacaklarını belirti.
Yunanistan direnişyle dayanışma Platformu`ndan bir arkadaşta mücadelenin oklarının NATO ve Avrupa birliğine karşı mücadeleyi büyütmek gerektiğini belirtti.
Daha sonrada bir çok katılımcı söz hakkı alarak kısa düşüncelerini belirtiler ve sorular sordular.
Son söz hakları tekrar sunumları yapan yoldaşlara verilerek gelen sorulara cevaplar verildi. Bazı önemli ek noktalara değindiler. Sunumlarını yapan arkadaşların HEPİMİZ ATİKLİYİZ sloganının arkasında durmak gerektiğini belirtiler.
Sonrasında Panel bitirildi.