UPOTUDAK online Uluslararası Politik Tutsaklarla Dayanışma Komitesi
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü’nde kadınlara yönelik şiddete karşı öfkemizi bileyecek, mücadelemizi sokaklara taşıyacak “bir kişi daha eksilmeyeceğiz” ve “asla ve asla yalnız yürümeyeceksin” diyeceğiz.
25 Kasım, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü, Dominik Cumhuriyeti’nde, Rafael Trujillo diktatörlüğe karşı mücadele eden, Aida Patria Mercedes Mirabal, Antonia María Teresa Mirabal ve Minerva Arjantin Mirabal adlarındaki 3 devrimci kadının, “Mirabal Kardeşler’in’’ bundan 63 yıl önce, 1960 25 Kasım’ında katledildiği tarihten gelmektedir ve Mirabal Kardeşler, bugün de bizlere önderlik etmeye yol göstermeye devam ediyorlar. Teslim olmamanın, zalime boyun eğmemenin, kadını yok sayan-ötekileştiren mal-meta-obje dışında bir değer koymayan kapitalist sistemin kalbine sokulan hançer olmanın adını taşıyorlar. Asya, Afrika ve Amerika kıtasından, gerek emperyalistlerin sömürüsü ve dayattığı politikalar sonucu yaşanan yoksulluk ve gerekse emperyalistlerin işgal veya çıkardıkları vekalet savaşları sonucu her yıl milyonlarca insan ülkelerini terk etmek zorunda kalıyor. Bunların önemli bölümü de kadın ve çocuklar oluşturuyor. Bu göç yollarında başta binlerce kadın ve çocuk ya denizlerde, nehirlerde boğuluyor, ya da yollarda baskı ve tecavüze uğruyor…
Ukrayna ve Rusya’da insanlar çocuklarını ve eşlerini kaybetmeye devam ediyor… İsrail’ in bölgedeki saldırganlığı, sık sık Gazze ve Batı Şeria’ da Filistinlilere yönelik yaptığı katliamlar batılı emperyalistlerin de desteğiyle korkunç bir boyuta ulaştı. 1915’te yaşanan Ermeni soykırımındaki kitlesel sürgün görüntülerinin bir benzeri Karabağ’da yaşandı. Rojava Kürdistan’ına hava saldırıları ve karadan saldırılarda devam ediyor. En çok da kadınlar ve çocuklar savaşın acısını, vahşetini, sefaletini, onur kırıcı yükünü çekiyor.
Dünya’ da her saatte 5 kadının katledildiği ve bunun yüzde 56’sının aile içinde gerçekleştiği, 1 milyonu aşkın kadının şiddet gördüğü bir dönemi yaşıyoruz. Farklı kültürel kodlamalara, dinsel inançlara, eğitim düzeylerine rağmen, dünyanın farklı coğrafyalarında benzer bir gerçeği yaşıyor kadınlar. Egemen sistemin ve Patriarkal anlayışın kadını bir nevi yok saydığı bu düzenin gerçek yüzünü anlamak ve kadının özgürlük mücadelesini anlamak için bu hazin duruma bakmak yetiyor.
Ne kadar istesek isteyelim “bu durum ve koşullar bizi ilgilendirmiyor”, “bu koşulların dışındayız” vb. diyemeyiz. Çünkü yeryüzünün şu ya da bu bölgesinde toplumun içindeyiz, bu toplumda yaşıyoruz. Bu nedenle isyan ediyoruz. Sadece egemen sınıfların ve sisteminin kadınlara yönelik çok yönlü baskısı, şiddeti, hak gaspı, hak eşitsizlikleri ve dini baskıya karşı değil, bunun yanı sıra, özel mülkiyet sisteminin şekillendirdiği gerici düşünce ve kültürüyle biçimlenmiş erkek egemen anlayışı ve şiddetine karşı da tepkimizi sokağa taşıma ve toplumsal mücadele bilincinin sistemli olarak geliştirilmesinin de bir aracıdır 25 Kasım.
O halde milliyetimiz, dinimiz, rengimiz, mezhebimiz veya dinsizliğimiz, cinsiyetimiz ne olursa olsun patriarkal sisteme karşı haykırmaya, isyanda olmaya devam edeceğiz.
Yeni Kadın olarak, bu yıl da 25 Kasım’da aynı coşkuyla sesimizi yükseltmek, şiddete karşı mücadelemizi görünür kılmak için alanlarda olacağız. Kadına yönelik şiddete karşı mücadeleyi büyütmek için ve anti faşist, anti emperyalist direnişi yükseltmek için tüm kadınları direnişe çağırıyoruz.
– Jin, Jiyan, Azadi!
– Kadın, Yaşam, Özgürlük!
– Frauen, Leben, Freiheit!
YENİ KADIN
Kaynak: Avrupa
