HABERMERKEZİ|09.08.2021|Ankara Demokratik Haklar Federasyonu’na üye oldukları için „örgüt üyeliği“ ile yargılanan Sinem Mut ve Anıl Kaya’ya, TC yargısı 6 yıl 3 ay hapis cezası verdi. Bunun üzerine Mut ve Kaya Almanya gelmek zorunda kaldı. Bayern eyaletinde iltica başvurusunda bulunan Mut ve Kaya’ya “kişinin politik olarak aşırı aktif olduğu” gerekçesiyle Alman mahkemesi ret kararı verdi.
Mahkeme Türkiye’yi toz pembe görüyor
Anıl Kaya hakkında ret kararı veren mahkemenin gerekçe bölümünde “Davacının Ankara Demokratik Haklar Derneği gibi farklı derneklerde yöneticilik yaptığı da göz önünde bulundurulduğunda, kişinin politik olarak aşırı aktif olduğu tartışmasızdır” denilmesi dikkat çekti.
Mahkeme Mut ve Kaya’nın iltica başvurularını değerlendirirken TC rejimini akladı ve yargılamayı “meşru kovuşturma” olarak niteledi. Türkiye hapishanelerindeki işkence ve kötü muameleyi görmezden gelen Alman yargısı, Türkiye’de 6 yıl 3 ay cezası olan Mut ve Kaya için “tutukluluk riski bulunmamakta” ibaresini kullandı.
Aşırı cezai kovuşturma yok!
Mut ve Kaya, Türkiye’ye gönderilmeleri durumunda tutuklanacaklarına dair evrakları mahkemeye sunarken, ayrıca aynı dosyadan yargılanan 5 kişinin Almanya’nın farklı eyaletlerinde oturum hakkı aldıklarına, 3 kişinin ise İsviçre’de oturum hakkı elde ettiklerine dair belgeleri mahkeme heyetine sundu. Buna rağmen Augsburg 4. İdari Mahkemesi tüm belge ve bulgulara rağmen ikna olmadı ve “Mevcut davada, davacının olağan cezadan daha ağır bir şekilde cezalandırıldığı veya kovuşturmanın başka nedenlerle orantısız veya ayrımcı olduğunu kanıtlayacak hiçbir nesnel koşul tespit edilmediğini” öne sürdü ve “Bu nedenle, bir sığınma talebine neden olacak aşırı cezai kovuşturma yok” dedi.
Almanya için tehlikeliymişiz!
Konuyla ilgili görüştüğümüz Anıl Kaya, “Bu kararı sadece Bayern’de bulunmamıza bağlıyorum. Augsburg 4. İdari Mahkemesi, ‘bizim Almanya için tehlike oluşturabileceğimiz’ gerekçesiyle ret kararı verdi. Mahkemede tıpkı Türkiye’deki gibi yargılandık. Bize eylemlere neden katıldığımıza, evde çıkan yasal kitapları neden okuduğumuza dair skandal sorular sordular. Biz bu karara da Münih Bölge Mahkemesi’nde itiraz ettik. Ancak mahkeme kararı onaylayarak sınır dışı edilmemizi istedi. Almanya’da ve Türkiye’de aynı hukuksuzluğa maruz kaldık. Emsal kararları sunmamıza rağmen Bayern Mahkemesi bunu kabul etmiyorsa başka ne ile açıklayabilir ki?” diye konuştu.
Hangi insancıl koşullar?
Akademisyen Sinem Mut da mahkeme kararındaki “insancıl cezaevi koşulları” ibaresine de tepki göstererek şu değerlendirmeyi yaptı: “Ayrıca ülkeye iade edilmemiz durumunda herhangi bir zulme uğramayacağımızı, zira verilen cezanın orantılı, kapatılacağımız cezaevlerinin de insancıl koşullara sahip olduğunu vurgulamış. Mahkemenin bu kanaate nereden ulaştığını bilmiyoruz. Ama ben o ‘insancıl’ cezaevlerinden birinde bir süreliğine tutuklu kaldım ve kısa süren tutukluluğum esnasında dahi iki kez gardiyanlar tarafından darp edildim. Biz Türkiye’de doğup büyüdük, 33 yıl orada yaşadık. Yaşam hakkı ihlallerinden, ağır işkencelere varan, ulusal ve uluslararası kuruluşların raporlarıyla belgelenmiş yığınca zulüm örneğine tanık olduk. Bunlara karşı çıktık. Hatta bu karşı çıkışlarımız hakkımızda açılan davalara konu oldu. Ve şimdi bize ‘gördükleriniz, yaşadıklarınız, o raporlarda yazılanlar yalan, Türkiye cezaevlerinde zulüm yok’ deniyor. Bizler bu değerlendirmenin kendisinin dahi bir hak ihlali olduğu kanaatindeyiz. Ve bunu reddediyoruz.”
Dayanışma çağrısı
21 Ağustos’a kadar Almanya’yı terk etmeleri istenen Mut ve Kaya son olarak dayanışma çağrısında bulundu: “Bu adaletsizliğin duyulmasını ve görülmesini sağlamaya çabalıyoruz. Önümüzde uzun bir yol olabilir. Basın yayın kuruluşları, sosyal medya platformları üzerinden bu haksızlığı duyurmaya çalışacağız. Sizden istediğimiz bizleri hesaplarımızdan takip edip, sesimizi çoğaltmamıza yardımcı olmanızdır. Zira biliyoruz ki duyulmayan, görülmeyen her adaletsizlik yenilerini doğuruyor.“
KAYNAK- ÖZGÜR POLİTİKA
Kaynak: Avrupa