Avrupa Kadın Dayanışması, Maxmur kapmına yönelik hava saldırısı ve üç Kürt kadının yaşamını yitirmesine ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, “Saray faşizmi, koronavirüs salgınıyla birlikte bir yandan emekçilere, yoksullara ve yaşlılarımıza ölümü gösterip sıtmaya razı eden keyfilikte. Diğer yandan içte ve dışta muhaliflere ve Kürt halkına yönelik intikamcı ve işgalci tutumunu sürdürmekte. Covid-19 gibi dünyada insanların yaşamının tehdit edildiği koşullarda Türk sömürgeciliği, İdlib, Libya’daki savaşın yanı sıra 15 Nisan’da savaş uçaklarıyla Maxmur kampını bombaladı. Üç Kürt kadını saldırı sonucu yaşamını yitirdi, çok sayıda kamp sakini de yaraladı. Yeminli Kürt düşmanı Erdoğan, ‘her nerde olursanız olun, kadın ve çocuk da olsanız sizi katledeceğiz’ mesajı vererek Kürt halkını ölümle korkutmak istiyor” denildi.
Maxmur’un bir direniş kampı olduğu kaydedilen açıklamada, 90’lı yıllarda kitlesel ölüm ve zorla sürgünü protesto ederek yaşamını sürdürmek isteyen Kuzey Kürdistan halkının Güney’de kurduğu yaşam alanı olduğunu belirtti. Kampın BM tarafından tanınmasına rağmen, Türkiye’nin baskısı nedeniyle yeterli yardımı alamadığı belirtilen açıklamada, açlık ve yoksunlukla karşı karşıya kalan kamp sakinleri son 7 aydır yine Türkiye’nin baskısıyla ve Barzani yönetiminin ambargosuna tabi tutulduğu vurgulandı.
Avrupa Kadın Dayanışması, “İnsani yardımı engelleyen, ambargo uygulamasını emreden kindar ve intikamcı diktatör Erdoğan, faşist blok dün IŞİD’i Ezidî halkına saldırtarak Ezidî kadınını köleleştirmek, Kobanê’ye saldırtarak Kürtleri imha etmek istedi. Ancak, Rojava halklarının kahramanca direnişi karşısında işgalci, soykırımcı sömürgeci amacına ulaşamadı” dedi.
Açıklamanın devamında şu ifadeler yer verildi:
“Bugün Maxmur’a, Efrîn’e, Serêkaniyê, Girê Spî’ye, Til Temir’e, Hakurk’a tank ve toplarıyla saldırısı açıktan işgal ve ilhakı hedefliyor.
“Maxmur kampının bombalanmasının diğer bir anlamı da, AKP-MHP faşist rejimin çeteleriyle Rojava halkını, KDP-AKP’nin ortak saldırısıyla Medya Savunma Alanındaki özgürlük gerillalarını yenememesinin intikamcı öfkesini kusmasıdır.
“Soykırımcı gelenek ve zihniyet; dün Osmanlı padişahları Abdülhamid ve İttihatçı Enver paşaları Ermeni, Süryani halklarını ve Ezidileri ’93 fermanı çıkartarak katletti. Bugün aynı zihniyet ölümsüzleşen gerillanın kemiklerini annesine kargo ile yollayabilecek kadar acımasızca saldırılarına, katliamlarına diktatör Erdoğan eliyle Kürt halkına uygulamaya devam ediyor.
“Biz Avrupa Kadın Dayanışması olarak, Türk sömürgeciliğinin Maxmur kampı halkına karşı savaş uçaklarıyla ölüm kusmasını, üç Kürt kadının katletmesini kınıyor ve protesto ediyoruz.
“Avrupa’da işçi, emekçi göçmen kadınlar olarak faşizmin ölüm kusan vahşetine karşı ses vermeye, protestolarını yaygınlaştırmaya çağırıyoruz.
“Koronavirüs felaketi koşullarında, emperyalist işgal ve bombardımanları nasıl ki durmuyorsa, bizde durmuyacağız. Her yer Maxmur her yer direniş diyerek alanlarda olalım.”
Kaynak: Avrupa