VTİD’de “Bir Konu Bir Konuk” etkinliği gerçekleşti.

VİYANA|27.01.2020|Hazırlıkları ve çağrısı daha önce yapılan ‘’Sınırlara Sığmayan Sınırsız Anılar’’ adlı etkinlik, 24 ocak Cuma günü saat 19:15’de başladı. Selamlama ve açılış konuşması ile başlayan etkinlik, Ocak ayında ölümsüzlüğe uğurlanan başta; V.İ. Lenin, Karl Lebknecht, Rosa Luxenburg olmak üzre ve yine, Türkiyede devrim, Sozyalizim ve demokrasi mücadelesinde ölümsüzleşenler, 28 Ocak 1921 Mustafa Suphi ve yoldaşları, 24 Ocak 1973’de Dersimde ilk gerilla, akan ilk damla kan ve yeşeren ilk kızıl karanfil Ali Haydar Yıldız, ve yine Meral Yakar, Manuel Demir, Diyarbakır zındanlarında ve dar ağaçlarında katledilen nice devrimci ve özgürlük savaşçıları için, ayrıca demokrasi mücadelesinde halkın sesi ve kulağı olmaya çalışan Gazeteci/Yazar’lardan Ermeni halkının Yigit evladı Hrant Dink, ve yine yaptığı araştırmalar ve yazdığı yazılarla TC derin devletinin yolsuzluk, rüşvet ve hukuksuzluğunu  gün yüzüne çıkarmaya çalışan Uğur Mumcu ve sınıf mücadelesinde ölümsüzleşenler için Ali Haydar Yıldız şahsında bütün devrim ve demokrasi mücadelesinde yitirdiklerimiz için saygı duruşu yapıldı. Ardından Konuğumuz Yazar Davut Kurul’un kısa bir tanıtımı yapılarak söz Davut Kurula bırakıldı.

Davut Kurul, 68 kuşağı içerisinde aktif siyasi faaliyet yürüten  ve örgütlü mücadelenin canlı tanığı olarak gelen, geçmişten günümüze bir çok örgüt ve siyasi/politik kurumlarda çalışan ve mücadele yaşamını ‘’Sınırlara Sığmayan Sınırsız Anılar’’  adlı bir kitap ile sonuçlandıran bir politik yazar.

Davut Kurul, devrimci ve demokrasi mücadelesinin bugünkü durumundan söze başlarken, 1970’li yılların anıları ve tanıklığı üzerinde yoğunlaştı. Örgütlü mücadeleye nasıl katıldığını, Deniz gezmiş ile nerede karşılaştığını, politik olarak kürd sorunu ile ilgilenirken İbrahim Kaypakkaya ile nasıl tanışıp ve mücadeleye nereden başlayıp neler yaptıklarını anlattı. İbrahim Kaypakkaya’nın politik düşünce ve tezlerini neden benimsediğini ve ilk gerilla gurubu olarak Malatyadan Dersime gidişinin zorluklarını da anlattı. Davut Kurun 24 Ocak 1973 vartinik köm baskınını, o anları canlı yaşıyormuş gibi anlattı.

Yaşanmış anılarını anlatırken, İbrahim Kaypakkaya’nın siyasi tezlerinin başta İbrahim’in ardılları olmak üzre bu düşüncelerin Türkiye devrimci hareketi tarafında anlaşılamadığı siteminde bulundu. Eleştirisi ise, o günden bugüne İbrahimin siyasi tezlerinin kitlelere anlatılması yerine, esasen onunn direnişi, kahramanlığı, ser verip sır vermemesi öne çıkarıldı. Bu durum bugünde halen devam ettiğini söyledi. TC kuruluş ilkelerinin panzehiri, Kaypakkaya siyasi tezlerinde yatmaktadır. Örneğin Kemalizim, Kürd Sorunu gibi. Bu tezler geliştirilip güncelleştirilemediği için bugün herkes kısır bir döngü içindedir. Yurt dışına çıkış anlılarının ardından katılımcılar tarafından sorulan soru ve konuşmalardan sonra etkinlik,  Hozan Qamber’in çalıp ve bütün katılımcılar ile birlikte söylediği “Vartinik burası mirik mezrası, Kan içinde yatar Ali Haydarım” marşı okunarak sonlandırıldı.

Kaynak: Avrupa